PERİDOT KOLYE

Peridot bir mücevher.Ama ben size prospektüsünü yazayım.

Peridot ;ateşin ortasında doğar, ama yakmaz.
Yeryüzünün içinden çıkan saf bir uyarıdır.

Peridot taşı, karaciğer ve safra sistemi üzerinde doğrudan etkili olan,
bedende aşırı öfke, içe atılmış zehir, kıskançlık, düşmanlık gibi tortulara çalışan nadir taşlardandır.
Magnezyum ve demir içeriği, özellikle toksin birikimi, karaciğer stagnasyonu ve sinir sistemi yorgunluklarına karşı destekleyici bulunmuştur.

Ruhsal düzlemde öfkenin kaynağını bulup nötralize eder.
Geçmişte bastırılmış duyguların, özellikle kıskançlık ve reddedilme kökenli kayıtların temizlenmesinde
doğrudan çalışır.

Tevrat’ın Ezgiler Ezgisi bölümünde geçen “Zeytin Dağı’nın altındaki taş gibi, saf ve acı verici” ifadesi, Peridot’un hem sevinç hem arınma taşı olduğunu yansıtmıyor mu sizce? Düşünün bir.

Bu taş, hayatını yutan öfkeyi tanımak isteyen herkes içindir.
Susturmaz.
Temizler.

Peridot, insanın kendine söylemediği şeyleri ortaya çıkarır.
Kıskandığın, öfkelendiğin, unuttum sandığın her kayıt
karaciğerine kazınır.
Bu taş, o zehri yerinden söker.

Spiritüel düzlemde “nefsin yükünü hafifletir.”
Yine Kuran’ın Enfal Suresi 11. ayetinde geçen
“gökten size bir su indiriyordu ki sizi onunla temizlesin…”
temizliğin suyla değil, önce içteki tortuyla başladığını anlatır.
Peridot işte o iç tortuya iner.

Karaciğer.
İradeyle, bastırmayla, sabırla çürüyen yer.
Peridot burada konuşur.
“Bu öfke senin değil, yıllardır taşıdığın yük” der.
Ve bırakmayı teklif eder.