ADET DÜZENSİZLİKLERİ

Kadınlarda Adet Düzensizliklerinin Tıbbi, Ezoterik ve Ruhsal Katmanları

Canım çiçeklerim

Kadın bedeni, yalnızca etten ve kandan değil, ayla, yıldızla ve suyla yapılmıştır.
Ay’ın döngüsüyle birlikte döner iç ritmi.
Ve her ay bir kez, dünya durmasa da beden durur.
Çünkü her regl, yaratıcı kadın bilincinin sessizce kendini yenilediği kutsal bir duraktır.

Fakat aramızdan bazılarımız artık bu durakta duramaz.
Ya geç kalır, ya erken gelir.
Ya hiç uğramaz, ya da çağrılmadığı hâlde kapıyı çalar.
Adet döngüsündeki düzensizlikler yalnızca hormonal bir sapma değil, bedenin ritminin ruhla olan bağlantısında bir kopuştur.

---

MODERN TIP NE SÖYLER?

Adet düzensizlikleri, tıpta “menstrüel disfonksiyon” olarak geçer.
Ve şu ana başlıklarla açıklanır:

– Polikistik Over Sendromu (PCOS)
– Tiroid bozuklukları
– Hormon eksiklikleri ya da fazlalıkları (östrojen, progesteron, prolaktin vb.)
– Yoğun stres, travma sonrası hormon aksının bozulması
– Yetersiz beslenme, ani kilo değişimleri
– Hipotalamus-hipofiz yumurtalık ekseninde iletişim kopukluğu

Ancak hiçbir tahlil, kadının içindeki dişil hafızanın neden kapandığını açıklayamaz.
Çünkü kan yalnızca hücre değil; aynı zamanda hafızadır.
Ve adet kanı, “unutulmaması gerekeni” her ay hatırlatır.

---

RUHSAL BOYUT: KESİLEN SÖZLEŞMELER

Regl, dişil ruhun yerle ve gökle yaptığı sözleşmedir.
Kadın, bu döngüde yaratma gücüne, sezgi merkezine, rahmine, ilahi zamana bağlanır.
Ama ne zaman ki bu bağ zedelenir; yani:

– Kadın bedeninden utanır,
– Reglini kirli sayar,
– Yarattığına inanmaktan vazgeçer,
– Erkek merkezli dünyada var olmak için kendi ritmini bastırır…

İşte o zaman kan da yönünü şaşırır.
Ve gelmesi gereken vakitte gelmez.

Bazı kadınlar regl olmaz çünkü rahmini terk etmiştir.
Bazıları ise sürekli kanar çünkü rahmi hâlâ yas tutmaktadır.
Bazılarının ise döngüsü karmaşıktır çünkü atalarından devraldığı “dişi olma cezası”nı bilinçaltında taşır.

---

EZOTERİK OKUMA: AYNIN KIZI, TAKVİMİN HAFIZASI

Ay takvimiyle yaşayan eski uygarlıklar (Sümer, Mısır, Aztek, Anadolu Şamanik hatlar), kadının regl döngüsünü kozmik saatin parçası olarak görürdü.
Ay yeniye dönerken kadın da içine döner,
dolunayda bedeni açar,
hilal vaktiyle yeniden doğar.
Bu düzen, yalnızca biyolojik değil; kozmik bir matematikti.

Kur’an’da Yasin Suresi 39. Ayet’te Ay için şöyle denir:

“Ay’a da menzil menzil yol tayin ettik, sonunda kuru hurma sapına döndü.”

Bu ayet, Ay’ın döngüsel ve programlanmış ilerleyişini anlatır.
Kadın bedeni de bu menzillerle kayıtlıdır.
Ama modern hayat, bu menzili unutturmuştur.

---

BU ŞİFA ALANI NEYİ DÖNÜŞTÜRÜR?

– Hormonal dengeyi yeniden ruhsal-zihinsel-enerjetik düzlemde kurar
– Ay ile olan kadim bağı hatırlatarak regl takviminin içsel ritmini canlandırır
– Regl düzensizliğine sebep olan bilinçaltı blokajları, ailevi utanç kodlarını ve bastırılmış dişil kimlikleri çözer
– Atalardan gelen “rahim suçluluğu” ve “beden kirlenmesi” travmalarını siler
– Kadının kendi doğasına, yaratım gücüne, rahmine ve zamansal döngüsüne yeniden güvenmesini sağlar
– Regl olamayan kadına “sen varsın”, sürekli kanayan bedene “artık bitti” der
– Kadınlık takvimini, göğün takvimiyle hizaya getirir

Ve bu şifa bir varlıkla gelir.
O taş ne adına konuşur ne rengine.
Ama orada bulunduğunda, Ay’la birlikte titreşir.
Ve kadına rahminde hâlâ hayat olduğunu söyler.

Güven bana <3