12 PERU ENKİ ENLİL BAKARA

Burada size bu bilekliği ya da taşı anlatmayacağım.

Böyle bir şey değil bu.

Bakara 212

Enki

Enlil

Peru

12

….

Bunlar gezegenlerim bu örüntüde.

…

Yusuf kuyudan çıkıp saraya yürürken, On İki’nin koduyla yürümüştü.

Krallık O’nun için bir lütuf değil, kazanılmış ilahi haktı.

…

Enki ile Enlil’in kıssası, Mezopotamya’nın kadim tabletlerinde insanoğlunun kaderine dair bir büyük ayrılığın sembolü olarak anlatmıyor mu?

Enki, suyun ve bilginin efendisi; insana sırları fısıldayan, ona toprağın verimini, göğün işaretlerini açan. Enlil ise göklerin kudretini elinde tutan, düzenin ve hükmün rabbanî simgesi. İnsanın önü bu iki kutup arasında yazıldı;

biri ilimle yakınlık, diğeri otoriteyle sınama. Bu kıssa, aslında yeryüzünde rızıkla, bollukla, bereketle imtihan edilen insana açılmış ezelî bir perde sanki.

Kur’an-ı Kerim’de, Bakara Suresi’nin 212. ayeti
“Küfredenlere dünya hayatı süslü gösterildi. Onlar iman edenlerle alay ederler. Oysa takva sahipleri kıyamet günü onların üstündedir. Allah dilediğine hesapsız rızık verir.”

Burada iki gerçeklik karşı karşıya gelir. Enlil’in temsil ettiği dünyevî kudret, saltanat, zahirdeki ihtişam; ve Enki’nin temsil ettiği saklı bilgi, ilahi sır, hakiki bereket. Dünya gözü, altın ve gümüşün parıltısıyla aldanır; fakat ayet, rızkın kaynağının yalnızca Allah olduğunu, “hesapsız” verilişin kudretini hatırlatır. Bu “hesapsızlık”, insan zihninin ölçülerini aşan bir ilahi bolluk yasasıdır.

Enki’nin insana sunduğu su, toprak ve bilgi; Enlil’in sınamalarıyla birleştiğinde insanın iç dünyasında bir teraziyi işaret eder. Kim rızkı yalnızca dünyevî düzenin paylaştırdığı bir pay gibi görürse, aldanışa düşer. Ama kim Bakara 212’nin sırra açılan kapısını idrak ederse, bilir ki bolluk, toprağın değil, göğün hükmünden doğar.

“Dünya hayatı inkâr edenlere süslü gösterildi; iman edenlerle alay ederler. Oysa takvâ sahipleri kıyamet günü onların üstündedir. Allah dilediğine hesapsız rızık verir.”

Ayet üç katmanlıdır:

1. Zîynet Perdesi: “Süslü gösterildi” ifadesi, eşyayı değil bakışı anlatır. Parıltı, hakikatin kendisi değildir; algıdaki ciladır. Bu cilaya kapılan, yokluğu var sanır.

2. Değerlerin İnversiyonu: Dünyevî sahnede alay edilen, uhrevî sahnede üstün gelir. Kıstas değişir; ölçü zahirden bâtına döner.

3. Bighayri Hisâb (Hesapsız Rızık): Rızık aritmetiğe sığmaz. Sadece sayı, kazanç, stok değildir; imkân kapısı, doğru insan, zamanı gelen kelime, içe inen sükûnet de rızıktır. İnsan hesabı biter; İlahi tedbir başlar.

• Enlil kuraklığı ve taşkını bastırmak için kapıları kapatır, insanın gürültüsünü kısmak ister; düzen kurar ama düzen, bazen nefes darlığına dönüşür.

• Enki tıkanan yerde gizli bir kanal açar; hayatı kesmeden, bilgeliği elden bırakmadan akış kurar. Atrahasis/Ziusudra anlatılarında görülen o fısıltı—yaklaşan tufanı haber veren, kurtuluş teknesinin ölçüsünü bildiren ses—Enki’nin tedbiridir. Dünyayı yıkan dalganın içinde bile rızkı ve hayatı koruyan akıl budur.

Anjelit Peru ve Sitrin.

Ne dizdirildi bilmiyorum.

Yazamıyorum çünkü kelimeleştiremiyorum.

12 mm mecburi idi.

12 yolun kilidi idi.

Taşın sırrına vakıf olup hakedişini hatırlayana bereketini versin Allah