Küp: Merkezin Sırrı, İlmin Taşıyıcısı
Formların dili vardır. Ve Allah bu dili âleme yaymış, şekillerle konuşmuştur. Yaratılışın sırları yalnızca kelimelerde değil, biçimlerde de saklıdır. O biçimlerden biri vardır ki, sabitliğiyle, ölçüsüyle, mahremiyetiyle bütün kutsal metinlerin, mabetlerin ve duaların zemininde yer alır: Küp.
Küp; yerleştiren, sabitleyen ve merkezleyen bir formdur. İki elin avuç içi gibi dört köşe duvarla örtülmüş, yukarıya açılan bir boşluk… Tıpkı insanın secde ederken aldığı şekil gibi. Tıpkı kalbin, göğüs kafesinde muhafaza edildiği merkez gibi. Tıpkı Beytullah gibi…
Kur’an’da Küpün Sırrı: Kâbe’nin Biçimi
Kur’an’da doğrudan “küp” geçmese de, onun sembolik hali olan Kâbe, şekliyle bu formun en yüce temsili hâline gelmiştir.
“Şüphesiz, insanlar için kurulan ilk ev, Mekke’deki, mübarek ve âlemler için hidayet kaynağı olan Kâbe’dir.” (Âl-i İmrân, 96)
Kâbe; küptür. Yedi göğün hizasında kurulmuş, arş-ı âlânın yeryüzüne düşen gölgesi gibidir. Onun dört duvarı yalnızca bir bina değil, yönlerin secde ettiği merkezdir. Tavaf, bu küpün etrafında yapılır. Secde, bu merkeze yönelir. Dualar onun köşesinden göğe yükselir. Hacerü’l-Esved, bu kutsal küpün kalbidir.
Küp, merkezdir.
Küp, mihraptır.
Küp, kulun kıblesidir.
Küp, İslâmî Sembolizmde Adalet ve İstikamet Formudur
Dört duvarıyla adaleti simgeler. Her yüzeyi eşittir, her kenarı dengededir. Küp, ölçünün ve istikametin maddi karşılığıdır. Allah’ın isimlerinden El-Adl (Adalet Sahibi) ve El-Mukît (Her şeyi ölçüyle yapan) bu formda tecelli eder.
Küre döner; küp durur. Küre yayar; küp saklar. Küre zikirdir; küp sırdır.
Tasavvufî bakışla, kul Hakk’a dönmeden önce küp gibi sabitlenmeli, nefsini dizginleyip merkeze oturmalıdır. Dönüş öncesi duruş… Zikir öncesi istikamet… Ve bu sabitlik, küp formundaki taşlarda hayat bulur.
Küp, Yeryüzü Formudur
Kadim bilgeliklerde, Dünya’nın şekli dairesel, ama yeryüzü platformu küp olarak düşünülürdü. Eski metinlerde “yeryüzünün dört bucağı”, “dört yön”, “dört temel element” (toprak, su, ateş, hava) bu form üzerinden anlatılmıştır.
Küp, unsurların birleşme mahfazasıdır.
Küp, toprağın sembolüdür; sabit, besleyici, taşıyıcı.
Ve insan topraktan yaratılmıştır. (Hicr, 26)
Bu sebeple küp formundaki taşlar, toprakla insan arasında bir bağ kurar. Taşıyıcı, köklendirici ve sabitleyici enerjiler taşır. Ev kurmak, temel atmak, dua etmek… hep bu formun bilinciyle gerçekleşir.
Mitolojide ve Kadim Gelenekte Küp: Sır Mahfazası
Sümer, Babil, Mısır ve Antik İbrani metinlerinde küp, genellikle “sır kutusu” veya “ahit sandığı” ile temsil edilmiştir.
Musa’nın taşıdığı Ahit Sandığı küp formundadır. İçinde vahiy tabletleri vardır. Tanrı’nın sesi orada yankılanır. Bu kutu, Tanrı’nın yeryüzündeki sözcüğüdür.
Aynı şekilde Osmanlı ve Selçuklu mimarisinde, türbelerin alt kısmı kare planlıdır (küp formunda), üstü ise kubbedir (yarım küre). Bu, “dünya ve gök” dengesini temsil eder. Alt kısım sabit olan toprak, üst kısım dönen göklerdir.
Küp, bu dengeyi taşıyan ve hafızayı muhafaza eden biçimdir.
Küp Formundaki Taşlar: Dua Taşıyıcılarıdır
Bu formla kesilen ya da şekillenen taşlar, sabitleyici titreşimlere sahiptir. Kök çakra başta olmak üzere, fiziksel realiteyle bağlantıyı güçlendirir. Dua taşları, dilek kutuları, mühürsüz ahitler… hep bu formda saklanır. Küp taşlar sizi dünyaya bağlamaz; sizi dünyada dengede tutar.
Küp taş:
Yeryüzünün kalbini taşır.
Sükûtu öğretir.
İstikameti hatırlatır.
Ve seni merkeze, yani Allah’a çağırır.