Yüksek ateşle geçirilen hastalıklar çocuk bedenini arındırır; bağışıklık belleği güçlenir ama bedenin savunma duvarı incelebilir.
Uzun süren ateşli süreçten sonra iştahsızlık, halsizlik, kilo kaybı, sık hastalanmaya yatkınlık gibi izler kalabilir.
Tıp, bu durumu enfeksiyon sonrası bağışıklık zayıflığı, mineral eksiklikleri ya da sindirim hattının yorulmasıyla açıklar.

Kadim kaynaklarda ateş, bedenin ‘kutsal savunma ordusu’ sayılır.
Ateş yükselirken eski hastalık izleri temizlenir; ancak ruh gücünü tam toplayamazsa hücre belleği zayıf kalır.
Zebur’da “Ateş bedeni diriltir, ruhu iz bırakmazsa şifa tamamlanır” denir.
Kur’an’da hastalık sonrası sabrın bağışıklık kapısını açtığı anlatılır.
Sümer tabletlerinde, ateşle arınan çocuğa tanrıça Gula’nın “kök taşı” armağan ettiği yazılır.

Anne için bu dönem, çocuğun yeme düzenini, uykusunu, enerjisini yeniden toplamak kadar ruhunu da güçlendirmeyi gerektirir.
Taş burada bedene mineral belleği taşır, bağışıklık alanını enerji düzeyinde destekler; ateşle temizlenen hattın geride zayıflık izi bırakmasına engel olur.

BU ŞİFA ALANI KİMLER İÇİNDİR?
– Yüksek ateşli hastalık sonrası uzun süre halsizlik, iştahsızlık yaşayan çocuklar
– Bağışıklığı kolayca düşen, sık sık yeniden enfeksiyon geçirenler
– Ateşin bedeninden yükü alırken ruhuna kırılganlık bıraktığı hissedilen hassaslar

BU ŞİFA NEYİ DÖNÜŞTÜRÜR?
– Bağışıklık belleğinde kalan zayıflık izini hücresel düzeyde onarır
– Sinir sistemini yatıştırarak uykuyu, iştahı dengelemeye destek olur
– Bedene mineral ve direnç frekansı taşır
– Anneyle çocuk arasındaki koruyucu dua alanını güçlendirir
– Ruhun ateşten arınırken bedenle yeniden köklenmesine alan açar