Hassas ruh, çevresindeki duyguları içine alır; sevinci, öfkeyi, üzüntüyü kendi bedeni gibi taşır.
Anne-babanın tartışması, evdeki suskunluk, arkadaşının gözyaşı bu kalbin içine çekilir.
Kendi yüküyle baş edemeden başkasının yüküne de şahit olur.
Bedende tekrarlayan baş ağrıları, sindirim hassasiyetleri, ani duygu değişimleri bu taşmanın izidir.
Enerji sınırı zayıflarsa ruh dünyayı kendine ait sanır.

Kadim öğretilerde bu ruhlara “şahit ruhlar” denir.
Şahitlik, dua taşıyanın kapısıdır; ama bu yük yalnız taşınmaz.
Kur’an masum kalbi korunması gereken sır sayar.
Zebur, hassas kalbi “ailedeki körlüğü gören göz” olarak anlatır.
Sümer tabletlerinde tanrıça Ninhursag, hassas ruha taşın hafızasını armağan eder; koruyucu bir hat örer.

Anne, yüksek duyarlılığı “alınganlık” diye bastırmaz.
Bu hassasiyet, soy hattından kalan eski yükleri temizleyen bir geçittir.
Taş, nazara, kalabalık enerjilere, duygusal sızıntılara karşı bir koruma katmanı kurar.
Çocuğun kendi kalbine ait olmayanı geriye yollamasına izin verir.

BU ŞİFA ALANI KİMLER İÇİNDİR?
– Empati sınırı zayıf, başkasının duygusunu kendi sorumluluğu gibi yüklenenler
– Geceleri sık korkan, ağlayan, sindirim hassasiyetleri yaşayanlar
– Evin içindeki gerilimi bedenine alan, duyguyu taşıyanlar
– Nazardan, kem göz bakışlarından çabuk etkilenen hassas ruhlar

BU ŞİFA NEYİ DÖNÜŞTÜRÜR?
– Fazla empati yükünü enerji belleğinden arındırır
– Sinir sistemindeki aşırı uyarılmayı yumuşatır
– Nazara, bakışa, kalabalık frekansa karşı koruma alanı kurar
– Anneyle çocuk arasında sağlıklı duygu sınırı oluşmasına zemin hazırlar
– Hassas kalbin kendi yüküyle baş başa kalmasına alan açar