Aşk, ruhun en derin yarasına dokunan bir ateştir; yakar, kavurur, fakat aynı zamanda yaşatır. O ateş ki, insanın özündeki hakikati açığa çıkarır, onu çıplak bırakır; nefsin perdesini kaldırır, gönlün sırlarını ortaya serer. İşte bu bileklik, Yakut’un kızıl aleviyle Karnelian’ın sönmeyen korunu taşıyan bir sırdır. Seni unuttuklarına hatırlatmak, kaybolduğunu sandığın hislere cesaret vermek için var olmuştur.
Bu bileklik, kalbinde yankılanan o eski sevdanın sesidir. Adını söyleyemediğin o özlemin bir nefes gibi döner, ruhuna işler. Kalbinin kapılarında saklanan o korkuyu alır, yerine cesaret koyar. Çünkü aşk, korkunun bittiği yerde başlar. O senin öz suyun, o senin yaradan’a duyduğun susuzluğun yeryüzündeki akisidir.
Tak onu bileğine ve unutma: Sevda, yalnızca bir hatırlayış değil, bir uyanıştır. Korkma sevmekten, yanmaktan, düşmekten… Çünkü aşk, seni küllerinden yeniden doğuran ateştir. Kadın! Bu bileklik, sana o ateşi hatırlatmak, kalbine yeniden cesaretle dokunman için var. Kalbine inan ve bırak, sevda seni hakikatine kavuştursun.
Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.