SOSYAL FOBİ

2552,00 

20 adet stokta

Açıklama

Kalabalık İçinde Silinmek Korkusu, Görünür Olma Özlemi
Beden Geri Çekilirken, Ruhun Konuşmak İstemesi….

Yani Safir Saba 🙂

Sosyal Fobi Nedir?

Sosyal fobi, ya da sosyal kaygı bozukluğu, kişinin sosyal ortamlarda bulunmaktan, konuşmaktan, göz önünde olmaktan ya da değerlendirilmekten aşırı derecede rahatsızlık duymasıdır.
Yani kişi, toplum tarafından görülmekten değil, yargılanmaktan korkar.
Ve bu korku bazen öyle büyür ki, insan kalabalıkların içine değil, kendi içine hapsolur.

Belirtiler arasında;

Başkalarının önünde konuşamama

Göz teması kuramama

Yüz kızarması, terleme, titreme

Topluluklarda sessizleşme

Değersizlik ve yetersizlik hissi

“Benimle ilgili olumsuz bir şey düşünecekler” inancı

Ve zamanla: yalnızlığı seçmek, ama sevilmeyi istemekten de vazgeçememek

Tıbbi olarak beyin kimyasalları, çocukluk deneyimleri, genetik yatkınlıklarla açıklansa da…
Sosyal fobi sadece dış dünyaya değil, iç dünyaya karşı da bir kapanıştır.
Ve bu kapanışın içinde, bastırılmış çok derin bir görünme arzusu vardır.

Sosyal Fobi’nin Duygusal Derinliği – Sevilme Korkusu, Reddedilme Arzusu

Sosyal fobi yaşayan biri aslında şunu demek ister:

“Beni gerçekten görürlerse, belki kabul etmezler.(Mesela ben sadece ekranın arkasındayım. İnsanlarla karşı karşıya geldiğimde sevilmeyeceğimi düşünüp korkup saklanıyorum)
Ama görmezlerse, zaten yokum.”

Bu hastalığın ruhsal katmanlarında genellikle şu duygular saklıdır:

Çocuklukta “hatalı” bulunma, utanma, eleştirilme

“Söz hakkı olmayan” bir evde büyümüş olmak

Konuştuğunda ya susturulmuş ya da önemsenmemiş olmak

“Kabul görmek için hep doğru olmalıyım” inancının içselleşmesi

Kendi gerçek sesini bulamamak

Ve bazen sadece: “Ben olduğum gibi sevilmedim.”

Sosyal fobi acıklı bir konu. Korku değil aslında konu. Konu görünmeye cesaret edemeyen bir iç çocuğun, hâlâ orada beklemesidir.

Taşların Sosyal Fobi ile Frekanssal Teması: Güven, Merkezlenme ve Ses

Sosyal fobide sinir sistemi sürekli “tehlike” algısındadır.
Bu durumda beden:

Kasılır

Ses titrer

Göz temasından kaçar

Zihin bulanır

Kalp çarpar

Ve kişi, varlığını geri çeker

Taşlar bu alanla nasıl çalışır?

Boğaz çakrası ve solar pleksus (özgüven merkezi) ile rezonansa girerek ifade alanını yumuşatır

Sabit frekansları, “toplum önünde olsam da güvendeyim” hissini bedene taşır

Sosyal tetiklenmelerde dengeyi destekleyen bir titreşim alanı oluşturur

“Ben buradayım, ama korunuyorum” hissini yeniden hatırlatır

“Ben görünüyorum.
Ve bu, tehlikeli değil.”

“Allah, insanı kendi suretinde yarattı.
Ve ona şekil verdi.”
(Tefsirî bir anlamla)
İnsan görünmekten korkmazdı.
Ona bu korkuyu dünya öğretti.
Taşlar, görünmenin kutsallığını yeniden hatırlatır çiçeklerim.
Korkunun yerini, varlığın alması için.

 

Değerlendirmeler (0)

Değerlendirmeler

Henüz değerlendirme yapılmadı.

Sadece bu ürünü satın almış olan müşteriler yorum yapabilir.