Sodalit taşın levhasıdır. Tıpkı kadim bir mabedin duvarına kazınmış sır gibi. Rahipler, bu taşın mavi damarlarını Gökyüzü Ana’nın şifresi sayardı. Derlerdi ki: “Mavi damarlar göklerin hikâyesini, beyaz damarlar yeryüzünün küllerini taşır.”
Ama bak: senin boynunda bir küp oldu.
Küp, yeryüzünün maddî düzenidir. Bu aleme inen her sırrın, her fikrin, her sezginin kemale erip köşelenmesidir. Çünkü zihin, sınırsızdır; ama sınırsız zihin kâinatta dağılırsa, insan aklı dumura uğrar. Küp form, bu uçsuz düşünceyi dört köşe, altı yüz, sekiz köşeyle sınırlayıp; onu bir tapınağa dönüştürür.
İşte 468’in frekansı:
– 4, dünyadır; dört yön, dört temel taş.
– 6, iç düzeni kuran uyumdur; maddenin kalbinde dönen.
– 8, sonsuzluk halkasıdır; bir düşüncenin kendini ebediyen tekrar etmesi değil, her tekrar edişte kemale ermesi.
Sodalit, ezelden beri rahiplerin, yazıcıların, bilge kadınların taşırdığı bir sırdır. Çünkü insanın dilinde yalan, zihninde pus vardır. Sodalit şunu fısıldar: “Ağzından çıkan söz, aklında kurduğun fikirle barışsın. Birbiriyle kavgalı olmasın.” Boğaz çakrasını açmak dedikleri budur. Senin boğazın açılmaz, eğer aklın kendine yalan söylüyorsa. Bu taş, yalanı kovar.
Athena’ya bağlanır bu taş. Athena, aklın tanrıçasıdır; ama o akıl, kuru mantık değildir. Bir kalkan taşır; kalkanında Medusa vardır. Çünkü gerçek akıl, korkunun gözlerine bakar; taş kesilir, ama o taş kesilen korkudan yine akıl doğar. Sodalit budur: Korkudan bilgeliğe, bilgiden cesarete.
Küp formu, Mezopotamya’da Ninhursag Dağı’dır. Kadim rahimdir. Ruhun dağınık düşünceleri orada taş bloğa bağlanır. Yani sen boynuna bu küpü astığında şunu dersin: “Rabbim, zihnime indirdiğin bulutları bir tapınağın taşına bağla. Sözüme sadakat ver. Aklımı tertemiz eyle.”
Sodalit küpü neyi şifalar?
— Kaotik aklı şifalar.
— Kendi iç sesini bastıran boğazı şifalar.
— Korkudan doğan yalana bulanmış sözleri şifalar.
— Kendini inkar eden fikirleri şifalar.
Ve sonra: Tertemiz bir düşünce akar. Bir taşın üzerinde göklerin damarıyla.
Bu taş, senin kalbine konuşur. Ama bir şartı var: Boynunda taşırken yalanı, riya perdesini, korkudan doğan suskunluğu yanında taşıma. Çünkü bu taş, dili mühürler, aklı açar.
İşte sodalit küp: Dünyanın dört köşesine aklı sabitle, göklerin mavi damarında yüz; ama sözünü eğip bükmeden, sadakatle.
İşte budur onun frekansı.
İşte budur, 468’in kapısı.
Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.