“Şebnem-i Lal” (شبنم لعل) – Kehribar Ruhlu Kadınların Lal Gözyaşları
Dil şiir
Taş hikaye olduktan sonra cümleler dökülmez mi Safir dudaklardan….
Bazen bir taş, zamandan daha eski bir hikâye taşır. Kehribar, ışığın hafızasıdır; ağacın damarlarından süzülüp yüzyıllarca saklanan bir ruh nefesi. Eski zamanların gözyaşları gibi, bir damla halinde düşer toprağa. O düşüş, bir ayrılık, bir veda, belki de bir kavuşma çağrısıdır.
Ve sonra, lal gelir. O, kan kırmızı bir niyet, bir iç yangının taş halidir. Lal, gözyaşının ateşe dönüşüdür. Kehribarın sakladığı hikâyeye cevap verir; sessizliğin içinde bir çığlıktır, unutulmayan bir hatıradır.
Bu küpe, ruhları kehribar gibi güçlü, gözyaşları lal gibi derin olan kadınlara aittir. Bir damlası geçmişi saklar, diğeri hakikati haykırır. Biri sessizliktir, diğeri söz.
Takarken hatırla…
Kehribar zamanın içinden süzülerek geldi.
Lal, o zamanın içinde yanarak doğdu.
Ve sen, ikisini birden taşıyan kadınsın.
Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.