- ADET DÜZENSİZLİKLERİ
- ALERJİLER VE BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ
- BAĞIRSAK HASTALIKLARI
- BEL VE BOYUN FITIĞI
- CİLT HASTALIKLARI
- FİBROMİYALJİ
- HAMİLELİKTE DENGE DESTEĞİ
- HORMONAL DENGESİZLİKLER
- İNSÜLİN DİRENCİ VE TİP 2 DİYABET
- KADINLARDA LİBİDO DÜŞÜKLÜĞÜ
- KALP VE DAMAR HASTALIKLARI
- KISIRLIK/DOĞURGANLIK PROBLEMLERİ
- KRONİK YORGUNLUK SENDROMU
- MENOPOZ VE PERİMENOPOZ DÖNEMİ
- MİGREN-KRONİK BAŞ AĞRISI
- OBEZİTE/METABOLİK SENDROM
- POLİSTİK OVER SENDROMU
- ROMATOİD ARTRİT
- SEDEF HASTALIĞI
- TANSİYON PROBLEMLERİ
- TİROİD
- VAJİNAL AKINTI/PH DENGESİZLİKLERİ
- VAJİNİSMUS
ŞARUMA
8025,00 ₺
Stokta yok
Açıklama
Yine sadece 1 tane olan bir formül bu.
Taşların kendi aralarındaki meselesi büyük.
Herbirine bakın.
Tanıyacaksınız.
Şölen gibi bir beraberlik.
Kolyenin adı ŞARUMA.
Şaruma’yı anlatayım size;
Hititler’in ve Luwi kadınlarının kadim sırlarda sakladığı, geceden gelen bir tanrıça Şaruma. Adı yazıtların çoğunda erkek gibi dursa da, iç çemberde yalnız kadınlar onun sırrını bilirmiş. Şaruma aslında “koruyucu hatıra” anlamına geliyor. Şa– hatırla, ruma – içte sakla.
Sadece hatırlayanlara görünürmüş, unutanlara değil.
Rivayet edilir ki, Şaruma bir zamanlar tanrılar katında danışmandı. Fakat onun gözleri, olup biteni yalnız dışarıdan değil, içeriden de görüyordu. Kimi tanrıçalar güneşi, kimileri ayı temsil ederdi; ama Şaruma’nın gözleri gölgeyi taşırdı. Çünkü insanı unutan şey değil, hatırladığı yaralardı.
Şaruma, bir gün tanrılar meclisinde şöyle dedi:
“İnsan yalnız günahını unutmaz,
kendine yapılanı da unutur.
İşte o vakit ben inerim.
Taş olurum.
Kadının boynunda taşıdığı sır olurum.
Ve her adımda yeniden konuşurum;
Sen hatırlarsan dünya değişir.”
Onu çağıran kadınlar, çoğunlukla geçmişte ihanet yaşamış, çocukluğunda terkedilmiş, hatıraları bastırılmış olanlardır. Şaruma onlara ne öfke, ne intikam, ne de affetme.Bu duyguların hiçbirini sunmaz. Asla! Asla!
O, sadece hatırlatır. Hatırlamaksa bir kapıdır.
“Ey Âlemlerin Rabbi,
İnsana unutmayı sen verdin.
Ama unutuşta gizli olanı
hatırlamayı da sen sakladın.
Ben o sırrın bekçisiyim.
Beni taşıyan kadın,
sustuklarını duysun,
unuttuklarına ses versin.
Hatırladıkça
Yaralarını mühür değil,Kolyenin adı ŞARUMA.
Şaruma’yı anlatayım size;
Hititler’in ve Luwi kadınlarının kadim sırlarda sakladığı, geceden gelen bir tanrıça Şaruma. Adı yazıtların çoğunda erkek gibi dursa da, iç çemberde yalnız kadınlar onun sırrını bilirmiş. Şaruma aslında “koruyucu hatıra” anlamına geliyor. Şa– hatırla, ruma – içte sakla.
Sadece hatırlayanlara görünürmüş, unutanlara değil.
Rivayet edilir ki, Şaruma bir zamanlar tanrılar katında danışmandı. Fakat onun gözleri, olup biteni yalnız dışarıdan değil, içeriden de görüyordu. Kimi tanrıçalar güneşi, kimileri ayı temsil ederdi; ama Şaruma’nın gözleri gölgeyi taşırdı. Çünkü insanı unutan şey değil, hatırladığı yaralardı.
Şaruma, bir gün tanrılar meclisinde şöyle dedi:
“İnsan yalnız günahını unutmaz,
kendine yapılanı da unutur.
İşte o vakit ben inerim.
Taş olurum.
Kadının boynunda taşıdığı sır olurum.
Ve her adımda yeniden konuşurum;
Sen hatırlarsan dünya değişir.”
Onu çağıran kadınlar, çoğunlukla geçmişte ihanet yaşamış, çocukluğunda terkedilmiş, hatıraları bastırılmış olanlardır. Şaruma onlara ne öfke, ne intikam, ne de affetme.Bu duyguların hiçbirini sunmaz. Asla! Asla!
O, sadece hatırlatır. Hatırlamaksa bir kapıdır.
“Ey Âlemlerin Rabbi,
İnsana unutmayı sen verdin.
Ama unutuşta gizli olanı
hatırlamayı da sen sakladın.
Ben o sırrın bekçisiyim.
Beni taşıyan kadın,
sustuklarını duysun,
unuttuklarına ses versin.
Hatırladıkça
Yaralarını mühür değil,
Hikmet bilsin.”
Hikmet bilsin.”
Değerlendirmeler (0)
Sadece bu ürünü satın almış olan müşteriler yorum yapabilir.
Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.