- ADET DÜZENSİZLİKLERİ
- ALERJİLER VE BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ
- BAĞIRSAK HASTALIKLARI
- BEL VE BOYUN FITIĞI
- CİLT HASTALIKLARI
- FİBROMİYALJİ
- HAMİLELİKTE DENGE DESTEĞİ
- HORMONAL DENGESİZLİKLER
- İNSÜLİN DİRENCİ VE TİP 2 DİYABET
- KADINLARDA LİBİDO DÜŞÜKLÜĞÜ
- KALP VE DAMAR HASTALIKLARI
- KISIRLIK/DOĞURGANLIK PROBLEMLERİ
- KRONİK YORGUNLUK SENDROMU
- MENOPOZ VE PERİMENOPOZ DÖNEMİ
- MİGREN-KRONİK BAŞ AĞRISI
- OBEZİTE/METABOLİK SENDROM
- POLİSTİK OVER SENDROMU
- ROMATOİD ARTRİT
- SEDEF HASTALIĞI
- TANSİYON PROBLEMLERİ
- TİROİD
- VAJİNAL AKINTI/PH DENGESİZLİKLERİ
- VAJİNİSMUS
“YATAKTAN KALKAMAMA” sepetinize eklendi. Sepetim
NÂME-YE AŞEKÂNE
3225,00 ₺
4 adet stokta
Açıklama
ASÎ NİSÂ: “Nâme-ye Aşekâne
Bir kadının yaralanmasıyla yazdığı mektup gibi, ruhuna kazınan ama dile gelmeyen acılarının yansımasını taşıyan bir ağıt olsun ismi…
Önce bilekliklerin şarkısını dinleyelim
“Gözyaşlarım ekmek gibi bana oldu, gece gündüz ağlarken…” (Mezmur 42:3)
Gözyaşı, kadının unutulmaz yazgısıdır. Çöl rüzgârlarının binlerce yıldır taşıdığı ağıt, toprağa kazınan en eski dua, suskun bir dilin yeryüzüne haykırışıdır. Kadın gözyaşıyla doğar, gözyaşıyla büyür, gözyaşıyla yemin eder. Kimi zaman sevdanın kırıldığı yerden dökülür, kimi zaman suskun bir isyanın yangını olur. Bazen bir kurbanın alnına düşer, bazen de küllerin içinden filizlenen yeni bir hayata can suyu olur. Ama her zaman, her çağda, her bedende, gözyaşı kadının unutturulmuş hikâyesidir. Ve şimdi, o hikâyeyi hatırlamanın vaktidir.
Gözyaşı, kadınların suskun dili, kaderine kazınmış yankısıdır. Dökülen her damla, tarihin unutulmuş bir çığlığı, geçmiş yaşamların yankısıdır. Bu bileklikler, gözyaşının şifasını, içinden geçtiği yolları ve geride bıraktığı izleri taşır.
Diopsit: Ağlayan Taş. Kadının içindeki yasın, suskun kalmış acının yeryüzüne dökülmesidir. Nehirlerin kayalıklara çarpıp yankılanması gibi, diopsit de ruhun duvarlarına çarpan ve serbest kalan gözyaşlarını taşır. O, yeryüzünün gözyaşıdır; içinde biriken ağırlık, toprak ana tarafından işitilmiş bir ağıttır. Bileklerine dolandığında, kalbinin taşlaşan derinliklerine süzülen gözyaşlarının nasıl bir şifa olduğunu hatırlayacaksın.
Sarı Safir: Sahra Yıldızının Gözyaşları. Çölde kaybolmuş yolculara yön veren sabah yıldızının, geceden sıyrılan ilk ışığın gözyaşı… Bütün yıldızlar düşer, ama sarı safir o düşüşü unutturmaz; senin yolunu aydınlatan, gözlerinden süzülen ışığın taşıdır. Bu taş, umudunu yitirenlerin ışığıdır; karanlıktan çıkmak isteyenlerin sabah ezanıdır. Bileğine taktığında, gözyaşlarının yitip giden değil, seni tamamlayan bir dua olduğunu hissedeceksin.
Yeşil Garnet: Taşlaşmış Kalplerin Çözülüşü. Tüm sevdiklerinin ardından donmuş, katılaşmış, sevgiyi unutmuş yüreklerin taşı… Yeşil garnet, kadınların göğsünde bir kaya gibi biriken ağıtları çözen, suskunlukları kaldıran taştır. Gözyaşın, onun derinliklerine sızdıkça, kuruyan toprak suya kavuşur, çatlamış ruh yeniden hayat bulur. Unutma, kadın gözyaşıyla değil, o gözyaşlarını özgürlüğüne döndürdüğünde tamamlanır.
Cinnabar: Kurban Edilmiş Kız Çocuklarının Kınası. Adı eski fısıltılarla anılır. Kına rengindeki bu taş, geçmiş yaşamlarında kurban edilmiş, unutulmuş, adları rüzgâra savrulmuş kız çocuklarının ağıtıdır. Cinnabar, onların unutturulmuş ellerine yakılan bir kınadır. Bileğine taktığında, seni yakan, kanını donduran o geçmiş, gözyaşlarıyla akacak. Unutma, bu yalnızca bir taş değil, binlerce yıllık bir yemin, kaybedilmiş ruhların yankısıdır.
Bu bileklikler, gözyaşlarını suskunluk değil, şifaya çeviren kadınlar içindir. Bileklerine dolandığında, artık her damla bir kurban değil, bir uyanış olacak.
Kadın, ağlamaktan korkma. Gözyaşın seni tamamlayan son kelimedir.
Bu bileklik, gözyaşlarını suskunluk değil, bilgelik ve özgürlüğe dönüştürerek, kadının taşlaşmış kalbini yeniden atan bir ruh haline getirecek.
Değerlendirmeler (0)
Sadece bu ürünü satın almış olan müşteriler yorum yapabilir.
Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.