MİGREN-KRONİK BAŞ AĞRISI

Akıldan Taşa Akan Şifa

Migren ve Kronik Baş Ağrısı Nedir?

Migren, tek taraflı, zonklayıcı, genellikle ışığa ve sese hassasiyetle seyreden, saatler hatta günler sürebilen nörolojik bir baş ağrısıdır.
Kronikleştiğinde, ayda 15 günün üzerinde görülmeye başlar.
Bazı migren türlerinde mide bulantısı, kusma, baş dönmesi ve “aura” denilen görsel bozulmalar da tabloya eşlik eder.
Migren dışında, gerilim tipi baş ağrısı, küme baş ağrısı gibi farklı formlarda da sürekli veya sık tekrarlayan ağrılar görülebilir.

Modern tıp, migrenin nedenlerini tam olarak açıklayamasa da genetik yatkınlık, hormonal dalgalanmalar, sinir sistemi hassasiyeti ve tetikleyici çevresel faktörleri öne çıkarır.
Ancak birçok kişi ilaçlarla dahi baş edemediği, “sebebi bulunamayan” ağrılar yaşamaktadır.
Bu noktada, bedenin konuşmayı seçtiği başka bir dili dinlemek gerekir: duyguların dili.

Migrenin Duygusal Kökleri – Düşünce Fazlası, His Eksikliği
Migren ve baş ağrıları sıklıkla şu duygusal durumlarla bağlantılıdır:

Aşırı zihinsel yük, sürekli düşünme, analiz etme, kontrol etme

Hayatı baştan sona “anlamlandırma” çabası

Duygulara yer açamama – her şeyi zihinde çözmeye çalışmak

Baskılanmış öfke, ama ifade edilemeyen bir biçimde

“Zihnim hiç durmuyor” hâli – içten içe yorulma

Kendine aşırı sorumluluk yükleme – başkalarının yükünü de taşıma

Duyulara karşı aşırı hassasiyet – hayatın uyarılarına karşı savunmasızlık

Derin bir dinlenememe hâli – hem zihinsel hem ruhsal olarak

Sürekli olarak “doğruyu yapmalıyım” gerginliği

Migren, zihnin susturulamayan gürültüsüdür.
Ruh sessiz kalır, kalp geride kalır, bedense bunu ağrıyla haykırır.

Migreni olan kişiler genellikle “mükemmeliyetçi” ya da “yüksek algı açıklığı” olan bireylerdir.
Duygularına değil, düşüncelerine tutunan… ama sonunda düşünceleriyle yorulan.

Mineraller ve Frekans: Ağrıya Karşı Titreşimsel Destek
Migren ve baş ağrılarında sıklıkla magnezyum, B vitamini ve elektrolit mineralleri (sodyum, potasyum, kalsiyum) eksiklikleri görülür.
Bu mineraller sinir sisteminin iletiminde, damarların kasılıp gevşemesinde ve beyin kimyasının dengesinde görev alır.

Doğal taşlar, bu minerallerin frekanssal taşıyıcılarıdır.
Kristal yapıları sayesinde elektromanyetik düzeyde istikrar sağlarlar.
Özellikle merkezi sinir sistemiyle rezonansa giren taşlar, beyindeki hiperaktif sinyalleri dengelemeye destek olur.

Burada taşı yalnızca bir madde olarak görmüyoruz çiçeklerim.
Yavaşlamaya, teslimiyete ve iç sessizliğe çağrıdır bu aynı zamanda.
Zihnin çığlığına karşı, toprağın sabrını getirir.
Migrenin getirdiği yoğunluk içinde, taşın sabit titreşimi bir güven alanı sunar.