KAPLANGÖZÜ KOLYE

Kaplangözü, kadim savaşçıların, çölde yürüyenlerin, arkası dönükken bile yönünü şaşırmayanların taşıdır. Cesareti ateşten değil, hatıradan alır. Çünkü unutmaz. Tehlikeyi haber verir, tuzağı önceden fısıldar, korkuyu tanır ama esir olmaz.

Eskiler onun için “gözü arkada kalmayanın taşı” dermiş.

Ne iç düşman aldatabilir ne dış ses yönünü karıştırabilir. Zihinle kalp arasında bir koridor açar; sezgiyi keskinleştirir, tereddüdü çözer.

Kaplangözü kolye olarak takıldığında, bedenin üst çakralarını değil, alt köklerini uyandırır. Hayatta kalma içgüdüsünü uyandırmaz; hatırlatır. Zira bu taş, kökeni güçlü olanın taşıdır. Kendine dönmek isteyen, kendi sınırını tayin etmek isteyen, gözünü içeri çevirmek isteyen için gelir.

Sinir sistemiyle ilintili refleks alanlarında denge kurduğu gözlenmiştir. Özellikle omurga, ayaklar ve iç ritim arasında enerji akışını toparlar. Ama asıl tesiri, kişinin iradesine seslenmesidir.

Bu taş gelince şu soru doğar:
“Kime neye baktığını biliyor musun?”
Cevap netse, taş susar.
Cevap yoksa, bakış keskinleşir.
Ve o andan itibaren, kaplan artık dışarıda değil, içeridedir.