HUMAYUN SIRLARI

Antik Mezopotamya’nın saray duvarlarını süsleyen mavi, Lapis’in mavisiydi. Göğün derinliğini, gecenin sırlarını, kralların alın yazısını bu taşın içine mühürlerlerdi. Sümer rahibeleri, tanrıçaların huzuruna lapis taşlı taçlarla çıkar; gözlerini göğe kaldırdıklarında, taşın mavisi gökyüzünün dili olurdu. Eski Mısır’da firavunların mezarlarında, lapis lazuli ruhun göğe yolculuğunu başlatan anahtar kabul edilirdi.

İnci ise denizin kalbinde doğar. Kum tanesinin yaraya dönüşüp, sabırla katman katman sedefle sarılmasıdır onun hikâyesi. Bu yüzden inci, ruhun olgunlaşma sürecinin en saf sembollerinden biridir. Osmanlı haremlerinde, sultanın huzuruna çıkan cariyelerin boynunda inci dizileri olurdu; bu, hem zarafetin hem de korunmanın işaretiydi. Kur’an’da, cennet tasvirlerinde “dizilmiş inciler” olarak bahsi geçmesi boşuna değildir.

Bu kolye, göğün mavisini ve denizin sedefini bir araya getirir. Lapis’in koyu, yıldız serpiştirilmiş gece tonu; inci tanelerinin ay ışığıyla yıkanmış beyazlığı… Biri göğe, diğeri suya açılan iki kapı. Birlikte taşındığında, sahibine hem yüksek idrak hem de kalp huzuru armağan eden bir birleşim.

Bu dizilim diğer tüm dizilimlerim gibi ilahi matematiğin sonucu. Lapis, zihni hakikate uyandırırken, inci kalbi sakinleştirir. Böylece taşıyan hem görür, hem hisseder, hem de hakikati içinde taşır.

Bu kolye, “sırrı göklerde yazılı” kadınlar içindir; yani kaderi sadece yeryüzünde değil, göğün levhalarında da işlenmiş olanlar için. Boynuna taktığında, yüzyılların bilgeliğini, suların ve göklerin duasını üzerinizde hissedeceksin.

“Hazine-i Hümayun Defteri, Hicri 1102” – Günümüz Türkçesi

“İstanbul’un Topkapı Sarayı’nda, Hazine-i Şerif defterine şu kayıt düşüldü:
Bir adet gerdanlık, yüksek menşeli lacivert taş ile deniz incisi bir arada işlenmiştir. Lacivert taş, gök kubbenin gecesinde yıldızlar gibi parıldar; hikmet ve dirayet ehline alamettir. Deniz incisi, engin okyanusun derinliklerinde sabırla oluşur, kalbin safiyetini simgeler.
Bu gerdanlık, Osmanlı Devleti’nin muhterem sultanlarından biri için hazırlanmıştır ki hem koruyucu hem de asalet nişanesi olsun. Zira göğün dili lacivertte, denizin duası ise inci içinde saklıdır.”

KOLYE TEKTİR