Bir avuç taş… Sokaktan topladığını sanırsın, oysa her biri yüzyılların sırrını taşır. Çakıl gibi görünür gözüne; oysa bu taşlar, zamanın unuttuğu birer cevherdir. Kimse fark etmez onları, kimse dönüp bakmaz. Ama bil ki, her taş bir şairin sustuğu yerde konuşmaya başlar. “O, her şeyi yerli yerince yaratandır.” (Furkan, 25:2) İşte bu taşlar, o düzenin küçük, ama eşsiz parçalarıdır.
Değer, görünüşte değil; ruhunun dokunduğu yerde saklıdır. Nemo saltat sobrius — ayık olan dans etmez, der eski Latince. Ruhunu bu taşların arasına bırak; sokaktan topladığını sandığın her taş, bir zamanlar dağın bağrında bir sır taşıyordu. Şimdi boynunda, her biri sana unuttuğun bir hakikati hatırlatmak için sıralandı: En basit olan, en kıymetli olandır.
(Ağladım bunu yazarken)
Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.