“Çünkü bizi denedin, ey Allah;
Bizi arıttın, ateşte eritilmiş altın gibi saflaştırdın.”
(Mezmurlar 66:10)
Bu akik yanan toprakların, çöken gecelerin ve doğan sabahların şahitliğinden sıyrılmış sanki.
Her kırmızı damar bir sınav;
Her kahverengi dalga bir sabır;
Her siyah iz bir arınma değil mi?
Bu taşın içinde ateşin sesi var, korkma ateşten sen… Korkma güzelim…
“Ben yandım, eridim ve yeniden doğdum.” korosu ile söyle ninnini.
Kızıl Akik, hem yaranın hem şifanın taşırıcısıdır.
Taşıyanı hatırlatır:
Her düşüş, yeni bir doğuşun rahmidir;
Ve ancak ateşten geçen kalpler, özlerindeki saf altını bulabilir.
“Ey sevgili ruh, yandın, savruldun ama kaybolmadın.
Benim tatlı kızkardeşim…
Ezelden ebediyete…
14 mm
Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.