Dumuzi yakıp geçti Ay Tanricasini.
Gurur bir yerde, sevda bir yerde, öfke her yerde.
Ay parlıyordu Tanrica’nin gozbebeklerinde.
Herbir gözyaşı taşa dönüşmüştü Tanrica’nin.
Koynuna mücevher olmuştu gerdanini kavuran.
Ay taşı ancak bu kadar dönüşebilirdi hazineye.
İlim ancak bu kadar yakisabilirdi mücevhere
(Ay taşının kolye serisini 1’den fazla yaptım. Neredeyse hepsi birbirinin birebir aynısı)