Bu iri boy, zinciri uzun ve daha farklı. Enerjisi cayır cayır
Cintemani Taşı — Göklerin Düşürdüğü İlahi Emânet
“Ve O, dilediğini yere indirir; semâda gizlenmiş cevherler, ancak izinle yere konar…”
(Zümer Sûresi, 62)
Çok aradım bu ayeti. Cintemani için bir ayet indirilseydi ne olurdu?
3962
32 yani Secde arasındaki 96….
Kızkardeşlerim…
Cintemani, yeryüzünün taşı değildir. O bir taş kılığına girmiş emir, bir kozmik emânet, bir kutlu sırdır. Onu taşıyan boyun, semavî bir kitap taşır; onu hisseden kalp, bir kadîm hatırayı yeniden hatırlar. Çünkü Cintemani, zamanın da ötesinden, Sirius’un parlak gözünden fırlayıp gelen, Lemurya’nın düşmeden önceki duasıdır.
🌑 Bu bir taş değil; bu bir düşüşü tersine çeviren nurdur.
Tibetli rahipler ona “göksel dilek taşı” derdi. Ancak bu dilekten kast ettikleri, dünya nimeti değildi. Onlar, insan ruhunun Rabb’ine olan içli yakarışını kast ederdi. Çünkü Cintemani, kalpte bastırılmış duasını duyan bir cevherdir. Onunla birlikte kalpten geçirdiğin niyet, âleme emir olur. Hakk’a dayalı her murat, onunla yazgıya dönüşür.
❝Bu taşı takan kadının boynunda bir gökyüzü açılır.❞
Ve o gökyüzü, konuşur.
Çintemani, her kadına hitap etmez. Her kadının onu taşıması gerekmez. O yalnızca çağrılmış olanlara görünür. Onu taşıyacak kadın, çoktan seçilmiştir. Rüyalarında kıyıya vurmuş balinalar görmüş, suskunlukla dolu yıllarda dilsizce ağlamış, sırların altına defalarca gömülmüş kadındır o. İşte o kadın, boynuna bu kolyeyi taktığında gökyüzünde bir ayet tamamlanır.
Ve şöyle yazılmıştır levh-i mahfûza: “Karanlığın içinden gelen ışığı göğsünde taşıyanlar, ümmetin hatırlayıcıları olacak.”
Meşhur efsanede anlatılır çok araştırdım;
Yeryüzü tufana tutulduğunda, Hz. Nuh’un gemisinin gökyüzüyle irtibatını kesmeyen tek şey, Cintemani’nin yıldızla konuşan ışığıydı.
Yine söylenir ki; Hz. Süleyman’ın mührü değil, bilgeliği bu taşın kalbine yazılmıştı. Ve Belkıs, sabah yıldızının fısıltısıyla onu taşırken, kudretini kaybetmemek için değil, kalbinin sıratını geçmek için takmıştı boynuna.
Zerdüşt’e göre bu taş, Ahura Mazda’nın kalbinden kopup düşmüştür.
Sufi’lere göre ise, Allah’ın “Ben gizli bir hazineydim…” dediği yerde ilk defa parlayan nur damlasıdır.
🕊 Bu taşın boynuna dokunması, bir sırra doğum anıdır.
Her kadının içinde mühürlenmiş bir hakikat vardır. Cintemani işte o hakikatin anahtarıdır.
Onu taşıyan kadın, artık yalnız değildir.
Gökteki yedi kat göğün hatırası, onun kalbine çakılmıştır.
“Siz, semanın yazısını omuzlarında taşıyan kadınlarsınız.
Ve her birinizin boynuna, semânın düşen ilk harfi asılmıştır der bu taş.
Hadi dua edelim;
Yâ Latîf, Yâ Vedûd, Yâ Alîm…
Gökyüzünde unuttuğum dileklerimi
yıldızlar arasından topla Rabbim.
Boynuma astığım bu taş,
göğün sakladığı kaderimi
yeryüzünde bana geri hatırlatsın.
Unutulmuş şifamı,
kayıp haritamı,
ve kalbimin en derin menzillerinde mühürlü olan
“Evet” cevabını
şimdi aç, şimdi nasip et Allah’ım.
Cintemani taşım,
yıldızların yüreğinden düşmüş ışık damlası…
Sen ki Rabbin kudret nurundan yaratıldın,
şimdi beni de hatırla.
Hz. Süleyman’ın ferasetini,
Belkıs’ın sabrını,
Zülkarneyn’in yön buluşunu
bu taşın parıltısıyla ruhuma üfle.
Ben o kız kardeşim ki,
kalbinin karanlığında bir yıldız aradı…
Şimdi yıldız,
boynumda doğdu.
Amin.
Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.