Küre-i Ahvâl: Dört Taşın Kalbi
Toprağın dört büyük sırrı… Bir küreye mühürsüzce sığdı.
Aniolit’in içindeki yakut,
Iolit’in mor ötesi bakışı,
Zümrüt’ün yeşil hafızası
ve Yakut’un kırmızı kalbi…
Hepsi tek bir bedende buluştu.
Sanki dört element, dört yön, dört zamandan bir dua hâlinde birleşti.
Ve bu birleşim, sıradan bir uyum değil; Tanrının dört kapısı gibi bir açılış taşıyor.
Aniolit, içindeki yakut damarıyla konuşur. Dağlardan gelen ve kalbe saplanan bir bilgeliktir.
Iolit, denizcilerin yıldızsız gecede yol bulduğu taştır. Ruhun yön pusulası…
Zümrüt, peygamberlerin taşıdır. Kalbi açar ama korur.
Yakut, ateşin özüdür. Varlığın canlılığı, arzunun temeli…
Bu taşlar bir araya getirildiğinde, biri diğerine eğilmedi. Her biri kendi hakikatinde durdu.
Ama küre, onları tek kalp gibi attırdı.
Her yön eşitlendi.
Her ses, bir tek iç sese dönüştü.
Gümüş renkli zincir ise bu kalbi taşıyan ilk daire… Soğuk bir madde değil, arınmış bir çizgi.
Ne altın gibi bağırıyor ne de görünmez oluyor.
Sadece taşı taşıyor.
Ve taşıyıcıya bir şey fısıldıyor:
“Bu taş, dört ruh hâlinin dengesi için var.
Senin içindeki dağ, deniz, bahar ve ateş…
Hepsi birden konuşmak istiyor.
Ve bu kez, sana tek bir ağızla konuşacaklar.”
…
Görüp görebileceğiniz en iyi aniolit bu arada. Gem kalitesinde. Gram ile almıştım Taylanddan. Ancak nasip oldu çıkarmak.Muhtemelen aldığım fiyatın altında veriyorum şu an. O dönem gerçekten ciddi ödeme yapmıştım.
Şifa olsun, helal olsun
Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.