Kadim And uygarlıklarında (bugünkü Bolivya), Ametrin’in yalnızca yüksek ruhban sınıfına verildiği söylenir.
İnka rahibeleri bu taşı, özellikle ikilik içinde sıkışmış ruhlara şifa vermek için kullanırdı:
Hem karanlıkla ışık,
hem ruh ile beden,
hem kadın ile erkek arasındaki çatışmaları çözmek üzere.
Efsanevi bir anlatıya göre,
bir zamanlar İnka prenseslerinden biri, bir savaşçıya âşık olmuştu.
Fakat ruhani yola adanmış olduğu için bu aşkı seçmesi, Tanrılarla olan antlaşmasını bozmak demekti.
O dualar içinde ağladı.
Ve ağladığı toprağın altından, yarısı Ametist (ruh), yarısı Sitrin (beden) olan bu taş doğdu.
Tanrılar ona şöyle dedi:
“Her seçim bir bedel değil, bir bütünlenmedir.”
İşte o günden sonra Ametrin, bölünmeden bir olmayı temsil etti.
….
Bizim gibi…
Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.