- ADET DÜZENSİZLİKLERİ
- ALERJİLER VE BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ
- BAĞIRSAK HASTALIKLARI
- BEL VE BOYUN FITIĞI
- CİLT HASTALIKLARI
- FİBROMİYALJİ
- HAMİLELİKTE DENGE DESTEĞİ
- HORMONAL DENGESİZLİKLER
- İNSÜLİN DİRENCİ VE TİP 2 DİYABET
- KADINLARDA LİBİDO DÜŞÜKLÜĞÜ
- KALP VE DAMAR HASTALIKLARI
- KISIRLIK/DOĞURGANLIK PROBLEMLERİ
- KRONİK YORGUNLUK SENDROMU
- MENOPOZ VE PERİMENOPOZ DÖNEMİ
- MİGREN-KRONİK BAŞ AĞRISI
- OBEZİTE/METABOLİK SENDROM
- POLİSTİK OVER SENDROMU
- ROMATOİD ARTRİT
- SEDEF HASTALIĞI
- TANSİYON PROBLEMLERİ
- TİROİD
- VAJİNAL AKINTI/PH DENGESİZLİKLERİ
- VAJİNİSMUS
Aşk, tohum gibidir; toprağa değmezse filiz vermez.
Kur’an’da “Temiz söz, kökü sabit, dalları göğe yükselen güzel bir ağaç gibidir.” (İbrahim, 24) buyruğu, sözün, sevdanın ve niyetin köke tutunmadıkça dallanamayacağını anlatır.
Ama ruh belleğinde tohumsuz aşk, kök bulamayan bir bağ gibidir; kalbin ortasında bir yankı bırakır.
Kadim metinlerde bu frekans, “köklenmeyen bağ” olarak tarif edilir.
Tibet öğretilerinde tohumsuz aşk, nefesle kalpte çarpıp yankılanır ama bedende kök salamaz.
Mısır’da Isis ve Osiris mitinde toprakla buluşmayan parça eksiktir; bu eksiklik ruhta bir boşluk açar.
Bir kadın ya da adam, kendi varlığının en saf yerine birini yerleştirir; karşılık bekler.
Aşk filizlenir ama toprağa inmez; karşılıksız kalır, yarım kalır, gövde olmadan dal olur.
Modern anlatım bu alanı tek taraflı bağlanma, karşılıksız aşk, kapanmamış kalp yarası diye özetler.
Ama ruh belleği bilir ki bu titreşim kök bulmadıkça, yeni bir sevdaya kapı daralır.
Gezegen döngülerinde Venüs ve Neptün bu frekansın izlerini taşır:
Venüs sevdayı filizlendirir; Neptün, idealin gölgesini suya düşürür.
Tohumsuz aşk, ikisinin arasında sıkışan bir yankıdır.
Taş, sinir ağına kazınmış değersizlik, terk edilme, yarım kalma izini enerji düzeyinde hafifletir.
Kur’an hatırlatır ki her kopuklukta yeni bir kapı vardır: “Her zorlukla birlikte bir kolaylık vardır.” (İnşirah, 5–6)
Düşük titreşim bu alanda köklenemez.
Dua, taş belleği ve sabır birleşince, tohumsuz aşk filizlenemez ama hatırlanır; kalp yeni köklere yer açar.
BU ALAN KİMLER İÇİNDİR?
– Karşılıksız aşkla, tek taraflı bağla ruhunu yoranlar
– Eski bir aşkın gölgesinde kalmış, yeniye köklenmekte zorlananlar
– Ruh belleğinde “yarım kalmış sevdalar” yükünü çözmeye hazır olanlar
BU ŞİFA NEYİ DÖNÜŞTÜRÜR?
– Sinir ağına kazınmış terk edilme, değersizlik, yarım kalma izlerini enerji düzeyinde hafifletir
– Kalbi köklenmeye, yeni bağa hazırlar
– Düşük titreşimin bu frekansta yankı bulmasını engeller
– Taş varlığı kalp merkezine koruyucu rezonans alanı açar
– Ruh eski yükü tanıdıkça aşk yeni kökler bulur
Tek bir sonuç gösteriliyor