Kadının rahmi, gök ve yer arasında gizli bir geçittir.
Kur’an’da “Sizi rahimlerde dilediği gibi şekillendiren O’dur…” (Al-i İmran, 6) ayeti, bu sır kapısının kutsallığını hatırlatır.
Ama bazen bu kapı, kayıpların ağırlığını taşır.
Düşükle, kürtajla, zamansız alınmış evlatla ya da hiç doğurulmamış hayallerle; rahim, görünmeyen bir meclis gibi kapanır.

Kadim metinlerde rahim yalnızca bedenin değil, ruhun da yuvasıdır.
Tibet öğretilerinde kayıp çocukların ruhları ışık geçidine taşınır; Mısır’da tanrıçalar, kayıp rahimler için ağıt yakar.
Bir kadın, bedeninde iyileştiğini sansa da ruh belleği, o kaybı sessizce taşır.
Soydan devralınan utanç, korku, suçluluk; sinir ağına, damar akışına, yumurtalık titreşimine sızar.

Modern tıp bu kapanmayı hormon eksikliği, rahim soğuması, üreme sistemi bozukluğu diye anlatır.
Ama ruh belleği bilir ki rahim yalnızca doğurmakla değil, taşıyamadığı yükü hatırlamakla da açılır.

Gezegen döngülerinde Ay, rahmin gökyüzündeki yansımasıdır.
Ay tutulmaları, kadim halklarda kayıp rahimler için yapılan toplu duaları simgeler.

Taş, sinir ağına kazınmış utanç, suçluluk, değersizlik izini enerji düzeyinde hafifletir.
Kur’an hatırlatır ki her kapanan kapı, dua ile açılır: “O, ölüden diriyi çıkarır…” (Rum, 19)
Düşük titreşim bu kutsal mecliste uzun süre barınamaz.
Dua, taş belleği ve sabır birleşince rahim kayıpları bir mecliste buluşur; kadın kök dişiline yeniden bağlanır.

BU ALAN KİMLER İÇİNDİR?
– Düşük yapmış, kürtaj geçirmiş, doğuramamış ya da rahmi ruhsal olarak kapanmış dişil yapıdaki ruhlar
– Rahim gücünde soğuma, taşıyamama, utanç ya da suçluluk hissedenler
– Kök rahim meclisini hatırlamaya, kaybı şefkatle onarmaya hazır olanlar

BU ŞİFA NEYİ DÖNÜŞTÜRÜR?
– Sinir ağına kazınmış kayıp, utanç, suçluluk izlerini enerji düzeyinde hafifletir
– Ruh belleğinde kayıp rahimler meclisini şefkatle toplar
– Düşük titreşimin bu alana köklenmesini engeller
– Taş varlığı rahim alanına koruyucu rezonans alanı kurar
– Ruh kaybını tanıdıkça dişil kök yeniden filizlenir