İnsanın ilk nefesiyle açılan kapı, hem rahmettir hem imtihan.
Kur’an’da “Biz insanı en güzel biçimde yarattık; sonra onu aşağıların aşağısına indirdik.” (Tin, 4–5) ayeti, varoluşun nurla başlayıp bu dünyada yıpranabileceğini hatırlatır.
Bir çocuk, ilk beşikte gördüğünü, işittiğini, hissettiğini bedenine mühürlemez; ruhuna saklar.
Yine de o anların titreşimi, yetişkin bir bedende bile yankı bulur.

Tibet öğretilerinde, ruh ilk geçitten geçerken saf ışığı taşır; anne karnında ve çocuklukta bu ışık karanlığa değerse titreşimi donar.
Mısır’da ruh terazisi tartılırken en hafif söz bile kalbin yükünü belirler; 0–6 yaş arasında söylenen bir yargı, bir suskunluk, bir ihmal, yıllar sonra bile sinir ağına seslenir.

Modern tıp bu donmayı “bağlanma travması”, “çocukluk çağı duygusal ihmal”, “iç çocuk yarası” olarak anlatır.
Ama ruh belleği bilir ki, ilk yaranın yankısı susturulmadıkça beden tam uyanmaz.

Bir kadın, bir adam yetişkin olur ama gece uyandığında o odada, o gecede, o bakışta kalır.
Zihin hatırlamaz; damar hattı, sinir ağı ve nefes belleği unutturmaz.
Gezegen döngülerinde Ay, ruhun duygusal bedenini taşır; yeni Ay fazı, eski kaydı açar.
Ay’ın bu gelgitleri, ruh belleğinde ilk yaranın kapısını hatırlatır.

Taş, sinir ağına işlenmiş korkuyu, utancı, değersizliği enerji düzeyinde hafifletir.
Kur’an hatırlatır ki en derin yara bile şifayı bekler: “Her zorlukla beraber bir kolaylık vardır.” (İnşirah, 5–6)
Düşük titreşim, bu taze alanda kalıcı barınamaz.
Dua, taş belleği ve sabır birleşince iç çocuk, donduğu yerden hatırlanır; nefes, titreşime köklenir.

BU ALAN KİMLER İÇİNDİR?
– 0–6 yaş aralığında aldığı duygusal, fiziksel ya da sözlü yaraların yankısını hâlâ bedeninde taşıyanlar
– Gece uykusunda, ilişkilerinde, tepkilerinde çocukluk izini fark eden hassas ruhlar
– İç çocuğu şefkatle hatırlamaya ve yeniden köklenmeye hazır olanlar

BU ŞİFA NEYİ DÖNÜŞTÜRÜR?
– Sinir ağına kazınmış korku, utanç ve değersizlik izlerini enerji düzeyinde hafifletir
– Ruh belleğinde ilk yaranın kaydını sabırla şifaya taşır
– Düşük titreşimin bu hassas alana tutunmasını engeller
– Taş varlığı iç çocuğa koruyucu rezonans alanı açar
– Ruh belleği çocukluğun titreşimini tanıdıkça yetişkin beden nefes bulur