Kendi ışığından korkanlar için…
Bu kategori, kişinin kendi içindeki yüksek kapasiteyi bastırmasının arkasında yatan,basit bir özgüven sorunu ya da toplumsal baskı değil; geçmiş zamanlardan taşınan daha derin bir kayıt olduğunu kabul eder.
Altın Gölge;
Kişinin ilim, sezgi, bilgelik ya da sanatsal kabiliyet gibi ruhsal potansiyellere sahip olduğu hâlde, bunları hayata geçiremediği, görünüre taşıyamadığı ve süreklilik sağlayamadığı alanlara işaret eder.
Bu potansiyel, geçmişte ya da paralel zamanlarda yanlış anlaşıldığı, dışlandığı, cezalandırıldığı, yalnız bırakıldığı deneyimlerle içsel olarak eşleşmiştir.
Dolayısıyla kişi, farkında olmadan bu alanı kendine kapatır.
Bu sistemin kendini koruma refleksidir, eksiklik değil.
Altın Gölge taşıyan kadınlar genellikle;
– Bilgiyi paylaştığında üzerlerine gelen görünmeyen baskıları hisseder,
– Topluluk önüne çıkmakta zorlanır ya da çıktığında rahatsızlanır,
– Parladıkça kendini yalnız hisseder ya da başarıyı taşıyamaz,
– Güzelliğini, hitabetini, sezgisini kasıtlı olarak perdeler,
– Görünürlük alanlarında bilinçsiz bir gerilim ve geri çekilme yaşar.
Bu semptomlar çoğunlukla geçmiş yaşamlarda veya kolektif kadın hafızasında kayıtlı olan
“ışığın bedelini ödeme” travmasından kaynaklanır.
Altın Gölge çalışmaları, bu bedelin artık geçerli olmadığını, kişinin kendi potansiyelini taşıyabilecek olgunluğa ulaştığını hatırlatır.
Ama bunu motivasyonla değil,kayıt çözümüyle yapar.
Bu kategori, kişiye görünür olmayı değil; görünürlükle ilgili zihin dışı kayıtlarını temizlemeyi hedefler.
Ve kişi bu alan temizlendikçe, ışığını artık bir tehdit olmadığını algılar.
Yeteneklerin uyanmaya hazır.
Hadi sen de hazırlan.