Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB): Zaman Geçse de Bedende Kalan O An
🔬 TSSB Nedir?
Travma Sonrası Stres Bozukluğu, kişi yaşamsal tehdit içeren ya da yoğun korku, dehşet, çaresizlik barındıran bir olay yaşadığında ortaya çıkan,
sinir sisteminin o anda donup orada kalmasıyla süren bir bozukluktur.
Belirtileri şunlardır:
Tekrarlayan kabuslar
Travma anının istemsiz hatırlanması (flashback)
Ani öfke patlamaları, tetiklenmeler
Aşırı irkilme tepkileri
Sosyal geri çekilme
Duygulardan kopma (numbness)
Uyku bozuklukları
“Hiçbir şey olmamış gibi yapamıyorum” hissi
Beynin amigdala bölgesi (tehlike algısı) aşırı aktif kalır,
hipokampus (hafıza) o anı “geçmişte kalmış” gibi etiketleyemez.
Yani travma geçse de, beden hâlâ oradadır.
Bilinç “şimdi”de yaşar, beden ise “o an”da.
🧠 TSSB’nin Duygusal ve Ruhsal Derinliği
Travma, ruhun bir parçasının kopması değil,
bedende donarak kalmasıdır.
Travma sonrası oluşan stres bozukluğu:
Kişinin bedeninden “uzaklaştığı”
Zihninin onu korumak için geçmişi bastırdığı
Ama ruhunun hâlâ “orada olduğunu” fısıldadığı
bir hâlidir.
TSSB yaşayan kişi, çoğu zaman:
Hızla tetiklenir ama nedenini açıklayamaz
Bedeni her an “tehlike olacakmış” gibi hisseder
“Her şey normal” görünse de içeride alarm durumu sürer
Kendine bile güvenemez, çünkü tehlike içselleşmiştir
Dünyayla arasına mesafe koyar: seslere, insanlara, temasa karşı kapanır
“Ben bu halimle yaşamayı öğrenmek zorundayım” düşüncesine sığınır
Travma bir olay değil, bedende sıkışmış bir zamandır.
Ve taşınamadığında o zaman,
kişiyi yaşamın dışına iter.
🌿 Taşların TSSB ile Frekanssal Teması: Hafızaya Yumuşak Bir Dokunuş
Travma sonrası bedenin frekansı bozulur.
Sinir sistemi aşırı uyarılmıştır, gevşeme sinyali alamaz
Zihin ve beden uyumsuz çalışır, çünkü “şimdi” ile bağ kopmuştur
Kaslar gevşeyemez, kalp ritmi dengelenemez
Uykuya geçiş mümkün olmaz; çünkü beden sürekli tetiktedir
Taşlar burada ne yapar?
Sabit frekanslarıyla bedene “şimdi”de olduğunu hatırlatır
Vagus sinirine etki ederek, parasempatik sinir sistemini (gevşeme, sindirme, dinlenme) aktive eder
Tetiklenme sırasında zihni değil, bedeni düzenler
Kristal yapısı sayesinde, sinir sisteminde sürekli aktif kalan döngüye dışsal bir ritim sunar
Ama en önemlisi:
Taş, sessizce şunu fısıldar:
“O an geçti.
Şimdi buradasın.
Bedenin sana geri dönebilir.”
Ve bu fısıltı bazen terapiyle yapılamayan şeyi başlatır:
Kendine dönmek.
“Biz, insanı çamurdan yarattık;
ama ona ruhumuzdan üfledik.”
(Secde Suresi, 7–9)
Travma, çamurun kırılmasıdır.
Taş, toprağın hafızası olarak
o çamurun yeniden biçimlenmesine şahitlik eder.
Sonuç:
Travma geçmez.
Ama donmuş olan çözülür.
Ve çözülme başladığında,
beden yeniden ruha alan açar.
Taş, bu çözülmeye tanıklık eder.
Gölgeyle savaşmaz.
Ama karanlıkta elini tutar.
Ve bazen o tutuş,
sessiz bir şifadır.