Kaygı, insanın zihninde başlar; ama sinir sisteminin damar ağına, kalp atışına ve sindirim zincirine kadar yayılır.
Sürekli çarpıntı, sebepsiz daralma hissi, mide kasılması, titreme, ellerin buz kesmesi… Modern tıp bunları sempatik sinir sisteminin alarmda kalmasına, adrenalin fazlalığına, kortizol dengesizliğine bağlar.
Ama kadim öğreti der ki: Ruh belleğinde kapanmayan korku, utanç ya da değersizlik kaydı çözülmezse beden kendini hep savunmaya hazır tutar.

Kur’an’da korku ve ümit dengede tutulmazsa insan kalbi daralır, zihin bulanır. “O’dur ki, kalplere huzur indirir.” (Fetih, 4) ayeti, insanın derin katmanlarını rahatlatmanın Rabb’e teslimiyetle başladığını hatırlatır.

Anksiyete yaşayan kişi çoğu zaman geçmişin acısını gelecekte olacakmış gibi hisseder.
Düşünce sürekli tekrar eder: “Ya kaybedersem? Ya rezil olursam? Ya başarısız olursam?” Bu sesler kapanmadıkça gece uykuya geçiş zorlaşır, sabah yorgun uyanılır, bedende kasılmalar başlar.

Örnek: Bir kadın kök aileden devraldığı “Dikkat et, kimseye güvenme, rezil olursun” korkusunu kendi hayatına taşır. Yeni bir işe başlarken bile boğazında düğüm, midesinde kasılma, kalbinde sıkışma olur.
Tıp bunu ‘panik bozukluk başlangıcı’ diye tanımlar.
Ruh belleği ise bunun aslında nesilden nesile aktarılan bir uyarı kaydı olduğunu bilir.

Taş burada sadece stresi azaltmaz. Sinir ağına köklenmiş eski korku izlerini enerji düzeyinde hafifletir.
Nazar ve düşük frekans bu sürekli alarmı beslemesin diye koruyucu bir rezonans katmanı kurar.
Dua, taş belleği ve bilimsel öneri birlikte tutulduğunda zihin alarma değil sabra köklenir.

BU ŞİFA ALANI KİMLER İÇİNDİR?
– Nedensiz çarpıntı, nefes darlığı, mide sıkışması yaşayanlar
– Gece uykuya geçmekte zorlanan, sabah dinlenememiş uyananlar
– Aileden devraldığı kaygı kalıplarını zihin belleğinde saklayan hassas yapılar

BU ŞİFA NEYİ DÖNÜŞTÜRÜR?
– Sinir ağındaki eski korku ve değersizlik izlerini enerji düzeyinde temizler
– Kortizol ve adrenalin dengesinin sinir sistemiyle uyumlu akmasını destekler
– Nazar ve düşük frekansın kaygı belleğine sızmasını engeller
– Taş varlığıyla zihin perdesine koruyucu bir alan örer
– Ruhun sabırla köklenmesine, zihnin sakin bir akışa kavuşmasına zemin hazırlar