Sedef hastalığı, modern tıpta bağışıklık sisteminin cilt hücrelerini normalden hızlı çoğaltarak deride kalın plaklar oluşturması olarak tarif edilir.
Kadim öğreti ise sedefi, kişinin iç dünyasında bastırdığı utanç, öfke veya reddedilme korkusunun cildin sınır hattına yazılması olarak görür.
Ten, suskun kalan dilin yerine konuşur.
Cilt soyunur; ruhun saklayamadığı yara dışarıya taşar.

TIBBİ ZEMİN
Sedef, otoimmün mekanizmayla ilişkilidir.
Genetik yatkınlık, stres, viral enfeksiyonlar ve bağışıklık sistemi düzensizlikleri tetikleyici faktörlerdir.
Deride kırmızı plaklar, pullanma, kaşıntı ve bazen eklem ağrısı tabloya eşlik eder.
Tıp kortizon, bağışıklık düzenleyiciler ve fototerapi gibi yaklaşımlarla şikâyetleri hafifletmeye çalışır.
Ancak deriye kazınan ‘duygusal sır’ kaydı tedavinin radarına girmez.

RUHSAL – PSİKOLOJİK ZEMİN
Kadın bedeninde sedef, çoğu zaman “kendini güvende hissedememe” ve “dokunulmakla ilgili korku” kayıtlarını taşır.
Çocuklukta mahremiyetin ihlali, aşırı eleştirilmek, beden algısının sürekli yargılanması; tenin ‘gizlenme’ isteğini büyütür.
Cilt bu utancı bir perde gibi taşımak ister; ama utanç, hücrede tutulamayacak kadar yoğunsa yüzeye kabuk olur.
Böylece insan kendi sınırını yaralı tenle anlatır.

EZOTERİK VE KUTSAL YORUM
Kur’an’da deri, insanın amel defteri gibidir: Günü gelir, “el, ayak ve deri konuşur.”
Zebur’da “Tenin sırrı Rab’den saklanamaz” ifadesi geçer.
Sümer tabletlerinde sedef, tanrıça Ninhursag’ın bedeni koruma kabuğu örmesiyle ilişkilendirilir.
Hint tıbbında sedef; ateş elementiyle toprak elementinin dengesizliğidir — içteki öfke, kızgınlık bedende yangıya dönüşür.

TAŞ ALANI VE ENERJİ DÜZLEMİ
Taş varlığı; cilt belleğine kazınmış utanç, suçluluk, reddedilme korkusu kayıtlarını titreşim düzeyinde yumuşatmaya destek olur.
Bağışıklık sistemiyle sinir sistemi arasındaki aşırı alarm hattını dengeler.
Taş burada plakları kapatmak için değil; derinin sırrını güvenle içerde tutabilmesi için taşınır.

BU ŞİFA ALANI KİMLER İÇİNDİR?
– Sedef tanısı almış, sık tekrarlayan cilt plakları, kaşıntı ve döküntü yaşayanlar
– Kendini dış dünyaya ifade edemediği için bedeniyle anlatmak zorunda kalanlar
– Utanç, değersizlik, mahremiyet ihlali belleğini deriye kazıyanlar
– Eleştirilmekten, temas edilmekten korkanlar
– Soy hattından ‘ten ayıbı’ yükünü taşıyanlar

BU ŞİFA NEYİ DÖNÜŞTÜRÜR?
– Bağışıklık belleğinde ‘kendi kendine saldırı’ döngüsünü besleyen kayıtları çözer
– Hücresel düzeyde cildin taşıdığı utanç ve mahremiyet ihlali izlerini temizler
– Sinir sistemiyle deri hattındaki alarm hâlini yatıştırır
– Tenin görünür olma korkusunu güvenli bir sınıra taşır
– Derinin, ruhun sırlarını taşırken yara değil, kalkan olmasına alan açar