- ADET DÜZENSİZLİKLERİ
- ALERJİLER VE BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ
- BAĞIRSAK HASTALIKLARI
- BEL VE BOYUN FITIĞI
- CİLT HASTALIKLARI
- FİBROMİYALJİ
- HAMİLELİKTE DENGE DESTEĞİ
- HORMONAL DENGESİZLİKLER
- İNSÜLİN DİRENCİ VE TİP 2 DİYABET
- KADINLARDA LİBİDO DÜŞÜKLÜĞÜ
- KALP VE DAMAR HASTALIKLARI
- KISIRLIK/DOĞURGANLIK PROBLEMLERİ
- KRONİK YORGUNLUK SENDROMU
- MENOPOZ VE PERİMENOPOZ DÖNEMİ
- MİGREN-KRONİK BAŞ AĞRISI
- OBEZİTE/METABOLİK SENDROM
- POLİSTİK OVER SENDROMU
- ROMATOİD ARTRİT
- SEDEF HASTALIĞI
- TANSİYON PROBLEMLERİ
- TİROİD
- VAJİNAL AKINTI/PH DENGESİZLİKLERİ
- VAJİNİSMUS
Erkeğin tohum zinciri, yalnız bedenin işlevi değildir. Bu zincir, soydan aktarılan kırılganlık, değersizlik, bastırılmış korku ve kabul edilmeme yaralarını da içinde taşır.
Hareketliliğin düşmesi, sayının azalması, kalite kaybı… Bunlar hormon akışının bozulması, damar hattındaki dolaşım aksaması ve sinir sisteminin yorgunluğunun bedene kaydettiği izdir.
Modern tıp, bu tabloyu varikosel, hormonal eksen, toksin yükü, stres gibi somut başlıklarla anlatır.
Kadim anlatı ise tohumu, kökü zayıf bir ağaçla bir tutar; yük hafifletilmeden filiz sağlıklı çıkmaz.
Kur’an’da soy kapısı bir emanettir. Bu kapı yük taşır, sır taşır.
Zebur’da tohum, kökü onarılmadan toprağa tutunamaz.
Sümer tabletlerinde Gula Ana, utançla karışmış tohum belleğini taş hafızasına yükleyerek saflaştırır.
Stresin ve utancın sinir ağlarına kadar indiği bu hat, kıskanç bakıştan, kem sözden ve kalabalık enerjiden beslenir.
Taş, hormon dengesine dışarıdan değil, kök bellekteki eski yükleri hafifleterek yaklaşır.
Nazara, kötü bakışa, soy belleğinden gelen durdurma enerjisine karşı tohum zincirinde sessiz bir kalkan örer.
BU ŞİFA ALANI KİMLER İÇİNDİR?
– Sperm sayısı düşük olan, hareketlilikte zayıflık yaşayan erkekler
– Üreme yolculuğunda başarısızlık duygusunu tohum belleğine işleyenler
– Soydan devraldığı utancı ve değersizlik yükünü hücresine kadar hisseden hassas yapılar
BU ŞİFA NEYİ DÖNÜŞTÜRÜR?
– Tohum belleğinde birikmiş utanç, suçluluk ve kırılma kayıtlarını enerji düzeyinde temizler
– Sinir sistemi ve hormon akışındaki gerilimi dengeler
– Nazar, kem bakış ve kıskançlık frekansının sperm hattına sızmasını engeller
– Taş varlığıyla kökte köklü bir koruma alanı kurar
– Soy kapısının güvenle açılmasına, ruh yükünün hafiflemesine zemin hazırlar
? Taşların Bu Alandaki Rolü: Denge, Akış, Hafıza
Taşlar sperm üretimini artırmaz.
Ama üretimle ilgili sistemi yeniden hizaya getirecek frekansı taşır.
Kök ve sakral bölgelerde çalışarak enerji akışını destekler
Testosteron üretimiyle bağlantılı merkezlerde denge kurar
“Yaratıcı gücüm azaldı mı?” korkusunu bastırmak yerine şefkatle çözümler
Sinir sistemini yatıştırarak hormonal aksı destekler
Bedeni sadece “araç” olarak değil, yaşamla iş birliği içinde bir varlık gibi görmeye alan açar
Taş burada “erkekliği geri getir” demez…
Ama şöyle fısıldar:
“Sen hâlâ hayata iz bırakabilecek güçtesin.
Ama bu iz, önce kendini duyduğunda oluşur.”
“Ve O, her şeyi bir sudan yarattı.”
(Enbiya Suresi, 30)
Bu su sadece biyolojik değil…
hayatiyetin taşıyıcısıdır.
Taşlar, bu suyun akmasını sağlayamaz.
Ama o suyun tekrar yönünü bulması için
enerjisel bir alan oluşturur.
Sonuç:
Sperm kalitesi düşer, ama erkekliğin değeri düşmez.
Kısırlık bir tanı olabilir…
ama yaratıcılık, bedende başka yerlerden akmaya devam eder.
Taşlar bu akışı susturmaz.
Ama onun yeniden kendine dönmesine yardım eder.
Ve bir gün erkek…
sadece baba olmak için değil,
kendine yeniden doğmak için
taşı avucuna alır.
Tek bir sonuç gösteriliyor