Aşırı Empati & Yüksek Duyarlılık: Dünyayı Birkaç Ton Fazla Hisseden Ruhlar İçin Sessiz Bir Alan
Gözleriyle Konuşan, Kalabalıkta Yorulan, Sessizliğe Sığınan Çocuklara Taşların Eşlik Ettiği Yer

Bazı çocuklar, bakınca içini görür gibi olursun.
Konuşmadan anlarlar.
Odada bir gerginlik varsa hemen hisseder, sessizleşirler.
Başkasının acısına katlanamaz, kolay ağlarlar.
Gürültüye tahammül edemez, kalabalıkta bocalar, ani tepkiler verirler.
Ve çoğu zaman çevre şöyle der:
“Çok alıngan, çok hassas, çok duygusal…”

Oysa bu çocuklar sadece fazla değil…
derin hissederler.
Ve çoğu zaman bu derinliği taşıyacak bir yer bulamazlar.

🧠 Yüksek Hassasiyetin Ruhsal Yapısı – Duygu Taşıyıcısı Olarak Doğan Ruhlar
Bu çocuklar doğuştan:

Başkasının duygusunu kendiymiş gibi hisseder

Sözsüz alanları okur

Hayal güçleri yüksektir, ama aynı oranda kaygı potansiyelleri de

Hayır demekte zorlanırlar

Sürekli tetiktedirler

Küçük bir eleştiride dağılır, küçük bir bakışta içe kapanabilirler

Ve bazen yalnızca şu cümle döner içlerinde:
“Ben bu dünyaya fazla geldim.”

Çünkü onlar yalnızca empati yapmazlar…
Enerji emerler.
Ve dış dünyaya ait olan yük, ruhlarında yankı yapar.

Bu yüzden bu çocuklar çoğu zaman sessizliği sever.
Çünkü sessizlik, onların ilk dilidir.

🌿 Taşlar Bu Çocuklarla Neden Bu Kadar Kolay Uyumlanır?
Taşlar sabittir.
Ve hassas çocuklar sabit olmayan her şeyden rahatsızlık duyar.
Taş, onların enerji alanına zorla girmez.
Sadece orada olur.
Ve bu “olma hâli”, hassas çocuklar için bir sığınaktır.

Taşın frekansı:

Sinir sistemini regüle eder

Aura alanındaki delikleri onarır

Aşırı empatiyle dışarıdan taşınan enerjileri temizler

Kalp ve solar pleksus bölgesinde “benlik alanı” açar

Çocuğun hissettiği her şeyle başa çıkabilmesi için enerji sınırı kurar

“Senin hissettiklerin sana ait olmayabilir” bilgisini, frekansla verir

Ve bu bilgi, sözle değil;
taşla duyulur.

“Allah, dilediğine inceliği verir.”

Ama bu incelik bazen yük olur.
Taşlar bu yükü taşımaz…

Ama çocuğa şöyle der:
“Bu duyguları senin yerine değil, seninle birlikte tutabilirim.”

Sonuç:
Yüksek duyarlılık bir zayıflık değil;
hassasiyetin güce dönüşmemiş hâlidir.
Taşlar bu hassasiyeti kesmez, gizlemez, susturmaz.
Ama onu korur.

Ve belki bir gün…
bu çocuklar
hissettiklerini saklamak zorunda kalmazlar.
Çünkü taş gibi bir alanları olur:

Güvende oldukları, hissederek var olabildikleri
ve “fazla” olmadıkları bir alan.

Seçiminizle eşleşen ürün bulunamadı.