Sosyal çekilme, her zaman utangaçlıkla açıklanmaz.
Kalabalık ortamda geriye çekilen bir ruh; çoğu kez soy belleğinden taşan değersizlik yükü, evde duyulmayan sözler, okulda yaşanan kırıcı anlarla içine kapanır.
Tıp bu durumu mizaca, iletişim yeteneğine bağlar; ama ruhun suskunluğu çoğu kez koruma alanıdır.
Söz anlatılamadığında mide ağrısı, bağışıklık zayıflığı, gece korkuları ortaya çıkar.

Kur’an’da insanın suskun kalbi “Rabbinle konuşur” diye tarif edilir.
Zebur’da sessizlik, dua kapısıdır.
Sümer tabletlerinde Ninhursag, duvarlarının ardına çekilen çocuğa taşın hafızasını sunar; duvarı güçlü tutar ama içeriden bir kapı daima açıktır.

Anne, sessizliği zorla konuşturmak yerine sabırla dinler.
Taş burada kalbe yüklenen eski korkuları hafifletir; nazara, kötü bakışa, sert sözlere karşı iç dünyayı korur.
Dil ile kalp arasında güvenli bir ifade yolu açar.

BU ŞİFA ALANI KİMLER İÇİNDİR?
– Sosyal ortamda kendini anlatmakta zorlanan, sessizliğe çekilenler
– Akran zorbalığı, ev içi baskı ya da kırgınlıkla duvar ören hassas ruhlar
– Söyleyemediklerini bedeninde taşıyan, sık mide ağrısı veya bağışıklık hassasiyeti yaşayanlar
– Soydan gelen değersizlik veya suskunluk kodunu hisseden çocuklar

BU ŞİFA NEYİ DÖNÜŞTÜRÜR?
– Suskun kalbin korku belleğini yumuşatır
– Sinir sisteminin sosyal alarmını enerji düzeyinde dengeler
– Kalp ve dil arasında köprü kurarak ifade gücünü uyandırır
– Nazar, kem bakış, sert sözün ruhta açtığı kapıları kapatır
– Anne duası taş varlığıyla birleşerek çocuğun kendini güvende hissetmesine destek olur