Bağışıklık sistemi, çocuk bedeninde anne karnından taşınan dirençle köklenir.
Kronik üst solunum yolu enfeksiyonları, tekrarlayan ateşler, uzun iyileşme süreleri; bağışıklığın duvarında bir zayıflık olduğunu gösterir.
Tıp bu durumu vitamin eksiklikleri, uyku düzensizlikleri, bağırsak florası bozuklukları ve genetik hassasiyetle açıklar.
Ama bazen ruh da bu savunmanın içindedir.
Sinir sistemi uzun süre korku veya güvensizlik sinyali taşırsa beden sürekli açık kapı bırakır.

Kadim öğreti, bağışıklığı “bedenin sınır devriyesi” olarak anlatır.
Kur’an’da insana üflenen ruh nefesle korunur; nefes kısılırsa beden direnci de kırılır.
Zebur’da çocuğun savunması annenin duasına bağlanır.
Sümer tabletlerinde Gula Ana, hastalanan çocuğun direncini taş hafızasına yükler; bedeni kuvvetle tekrar mühürler.

Anne bilir ki sık hastalanmak zayıflık değil; savunmanın sınırını hatırlamak için bir işarettir.
Taş burada çocuğun enerji bedenine koruyucu bir hat örer.
Sinir sistemindeki sürekli alarmı sakinleştirir; bağışıklık belleğini nazar, kötü bakış, soydan gelen direnç zaaflarına karşı güçlendirir.

BU ŞİFA ALANI KİMLER İÇİNDİR?
– Sık enfeksiyon geçiren, uzun süre yataktan kalkamayan çocuklar
– Okul açıldığında hemen hastalanan, bağışıklığı zayıf kalanlar
– Beslenmesi, uykusu düzenli olsa da sürekli savunmasız hissedilenler
– Soy hattından “hastalıkta korunmasız kalma” belleğini taşıyan hassaslar

BU ŞİFA NEYİ DÖNÜŞTÜRÜR?
– Bağışıklık belleğindeki açık kapıları enerji düzeyinde onarır
– Sinir sisteminin sürekli tetikte kalmasını sakinleştirir
– Nazar ve düşük frekanslardan gelen sızıntıları bedenden uzak tutar
– Anneyle çocuğun dua bağını güçlendirerek savunmayı kuvvetlendirir
– Bedenin sınır devriyesini ruhla uyumlu hale getirir