Eklemde Donmuş Duygunun Hatırlayışı
🔬 Romatoid Artrit Nedir?
Romatoid artrit (RA), bağışıklık sisteminin kendi dokularına saldırmasıyla ortaya çıkan kronik, otoimmün bir iltihaplı eklem hastalığıdır.
Vücudun en hareketli ve temel yapılarını –eller, bilekler, dizler, ayaklar gibi– hedef alır.
Zamanla eklemlerde şekil bozulmalarına, sertliğe, ağrıya ve hareket kısıtlılığına yol açar.
Modern tıp RA’yı; genetik yatkınlık, bağışıklık sisteminin yanlış hedef belirlemesi ve kronik inflamasyon olarak açıklar.
Ama bu açıklama, bedenin yalnızca görünen katmanıdır.
Çünkü bu hastalık, insanın hareketle, karar almakla ve iradesini ortaya koymakla yaşadığı derin bir içsel çatışmayı da barındırır.
🧠 Romatoid Artrit ve Duygusal Kökler
Romatoid artrit çoğu zaman, uzun süre bastırılmış öfke, kendini ifade edememe, sürekli uyum gösterme ve harekete geçememiş olma hâlleriyle ilişkilidir.
Sıklıkla şunlar görülür:
“Hayat beni sıkıştırıyor ama ben buna itiraz edemiyorum” duygusu
Başkalarının sorumluluğunu taşımaktan kendi yoluna dönememe
Derinlerde yatan ama bastırılmış öfke, pişmanlık ve suçluluk
Kendini ifade etmekte zorlanma, sessizce kabullenme
Kendi hareket alanını başkaları için feda etme
“Ben hep veren oldum, hep taşıyan, hep çabalayan…” düşüncesi
Yıllardır içte taşınan yüklerin artık bedeni taşıyamaması
Özellikle kadınlarda, “görünmeyen emek”lerin içte şikâyete dönüşmesi
Ruhun hareket etmek isteyip bedenin buna direndiği derin bir bölünme
Bu hastalık bir nevi içsel fısıltıdır:
“Ben artık bu yükle hareket edemiyorum.”
“Ben sustum, şimdi bedenim konuşuyor.”
Eklem, yaşamda yön değiştirmeyi, esnek olmayı ve karar almayı simgeler.
Romatoid artritte bu eklemler iltihaplanır; çünkü kişi içsel bir savaşın ortasında kalmıştır:
“Gitmek istiyorum ama kalıyorum. Söylemek istiyorum ama susuyorum.”
🌿 Mineraller, Eklem Sistemi ve Taşların Frekanssal Dokunuşu
Romatoid artritte, eklem iltihabını tetikleyen bağışıklık yanıtı aşırı aktiftir.
Aynı zamanda kronik inflamasyonla birlikte kıkırdak, kemik ve yumuşak doku zarar görmeye başlar.
Bu süreçte en sık eksikliği görülen mineraller:
Kalsiyum, magnezyum, çinko, selenyum, potasyum, bakır ve silisyum.
Taşlar bu mineralleri ya içerir, ya da benzer elektromanyetik frekansta titreşir.
Bu titreşimler, vücudun en çok acı hissedilen alanlarında bile bir denge kodu taşır.
Kristal yapılı taşlar; sadece fiziksel katmanlara değil, bu katmanlara gömülmüş ruhsal sertliğe de dokunur.
Romatoid artrit, donmuş harekettir.
Taş ise akan titreşimdir.
Bu ikisi temas ettiğinde; hareketin hatırlanması, yükün gevşemesi ve bedenin “yeniden esneklik kazanma” çağrısı başlar.
Taş burada bir tedavi değil; bir hatırlatma olur.
“Sen sadece taşıyan değilsin, sen de varsın.”
“Allah sizi yüklenemeyeceğinizden başkasıyla sorumlu tutmaz.”
(Bakara Suresi, 286)
Lakin insan bazen kendine bile bu kadar merhametli olamaz.
Taşlar, bu ilahi hatırlayışı sessizce bedenin kulağına fısıldar.
Sonuç:
Romatoid artrit, sadece bir hastalık değil; bedenin, yıllardır taşıdığı fazlalıkları artık kıramayacağı bir noktada sesini yükseltmesidir.
Taşlar bu sesi susturmaz.
Ama ona eşlik eder.
Eklemde sıkışan, dile gelemeyen ne varsa…
Onun çözülmesine, usulca izin verir.
Ve bazen ilk kez, kişi sadece ağrıyı değil…
o ağrının ardındaki unutulmuş benliğini duymaya başlar.