Bedenin Taşıdığı Şey Yağ Değil, Hikâyedir

🔬 Obezite ve Metabolik Sendrom Nedir?
Obezite; beden kütlesinin yağ oranı açısından belirli bir eşiği geçmesiyle tanımlanır.
Ama metabolik sendrom daha derindir.
Obezitenin yanında:

İnsülin direnci,

Yüksek kan şekeri,

Yüksek trigliserit,

Düşük HDL (iyi kolesterol)

Yüksek tansiyon gibi bozuklukların aynı anda görülmesidir.

Yani bu yalnızca “fazla yeme” meselesi değildir.
Bu, bedenin enerji üretim, kullanım ve dönüşüm sistemlerinin çöküşüdür.

Fakat insan yalnızca beden değilse,
bu çöküş de yalnızca fizyolojik değildir.
Çünkü her birikim, saklanan bir duygunun kabuğudur.

🧠 Bedenin Genişlemesi Değil, Ruhun Daralması – Duygusal ve Ruhsal Arka Plan
Obezite, çoğu zaman şu derin temalara dayanır:

Duygusal açlık – sevgiye, şefkate, onaylanmaya doyulmayan yerler

“Kendimi ifade edemiyorum ama varlığımı bedenimle gösterebilirim” duygusu

Korunma ihtiyacı – geçmişte yaşanmış duygusal/sözel/bedensel travmalardan sonra bilinçdışı bir “zırh” geliştirme

Sürekli tetikte kalmak – ve bu tetikliğe karşı bedenin “yavaşlamaya zorlaması”

“Yeterince güzel değilim”, “zaten böyleyim” diyerek kendini sabote etme

Kendine yüklenme, sonra da kendine küsmek

İçsel değersizlik, ama dışarıda hep başkalarını memnun etme

Ve en derinde:
“Ben kendime ait değilim.”

Obezite, çoğu zaman aşırılık değil, eksiklikle ilgilidir.
Eksik olan şey besin değil,
hissedilmek.
Görülmek. Sevilmek.
Beden büyür çünkü ruh kendini küçük hissetmekten yorulmuştur.

🌿 Mineraller, Hücresel Tıkanıklık ve Taşların Frekanssal Rolü
Obezite ve metabolik sendrom, hücresel düzeyde:

İnsülin sinyallerinin bozulması,

Enerji üretim yollarının tıkanması,

Enflamasyonun kronikleşmesi
ile seyreder.

Bu durumda özellikle şu minerallerde eksiklik ya da dengesizlik görülür:
Krom, magnezyum, çinko, selenyum, B vitaminleri, D vitamini, koenzim Q10.

Doğal taşlar bu minerallerin taşıyıcıları ya da frekanssal hatırlatıcılarıdır.
Ama taşların asıl etkisi, şu soruda saklıdır:
“Bu beden neden kendini yavaşlatıyor? Neyi ağırlaştırıyor?”

Taşlar, o ağırlığın üzerine değil;
ağırlığın ardındaki unutulmuş hikâyeye dokunur.
Ve şöyle fısıldar:
“Bu yük senin değil. Artık bırakabilirsin.”

“Ve biz insanı en güzel sûrette yarattık.”
(Tin Suresi, 4)
Ama insan, en güzel hâlini unutursa,
kendi bedenini taşıyamaz hâle gelir.
Taşlar, o hatırlayışı başlatır. Sessizce. Derinden.

Sonuç:
Obezite, sadece kilo değildir.
Bu, bedenin içe gömdüğü yaşantıların, ifadeye dönüşememiş duyguların,
yarıda kalmış arzuların maddeye bürünmüş hâlidir.

Taşlar bu maddeye değil,
onun gerisindeki bilgiye dokunur.
Bu bir şifa değil;
bir tanıklıktır.
Ve bazen insanın en çok ihtiyacı olan şey,
kendisinin tanığı olmaktır.

Seçiminizle eşleşen ürün bulunamadı.