Benim canım sevgililerim;

İnsan bedeni topraktan yaratıldı. Buna sadece Kuran aracılığı ile inanmıyoruz, biyolojik olarak da bilimin bize sunduğu şahane bilgi ile beşer aklımızı da ikna ediyoruz.

Toprakta hangi mineral varsa, insan bedeninde de o var. Kalsiyum, magnezyum, silisyum, potasyum, demir, çinko…
Ve tıpkı toprak gibi, insan da bu minerallerle yaşıyor dengede kalıyor, iyileşiyor.

Şimdi ben size anlatayım;

Doğal taşlar, milyonlarca yıl boyunca yerin derinliklerinde oluşan kristal yapılardır.
Bu yapı, sadece maddesel değildir, frekanssal da bir varlıktır. Yani her taş, kendi içinde sabit bir titreşim taşır.
İnsan bedeni de titreşir. Hücreler arası iletişim, sinir sistemi, beyin dalgaları, hatta duygular bile belirli bir frekansta salınır.
İşte tam da tüm bu sebepler yüzünden taş, bedeni etkiler. Çünkü taşın frekansı, insanın doğal ritmiyle konuşur.

Bilimsel olarak bilinir ki, belirli kristaller piezoelektrik etkiye sahiptir; yani basınçla ya da ısıyla uyarıldıklarında elektriksel sinyal üretirler. Bu özellik, insan bedenine temas ettiklerinde mikro düzeyde bir iletişim başlatır.
Kadim bilgeler ise bu iletişimi şöyle tanımlar:
“Taş, toprakla senin arandaki sessiz dildir. O, seni yeryüzüne bağlar; yeryüzü seni göğe taşır.”

Bu koleksiyonu, bu hakikatin üzerine hazırladım.
Her taş, insan bedeninde karşılığı olan minerallerle rezonansa girer.
Bu rezonans, bir “tedavi” değil; bir hatırlayış başlatır.
Topraktan gelen bilgi, topraktan yaratılan bedene geri döner.

Her parça, fiziksel bir rahatsızlığa destek olması niyetiyle hazırlandı.
Kas, sinir, kan dolaşımı, sindirim, bağışıklık… Bedenin her bir sistemine karşılık gelen minerallerle uyumlu taşlar, bin yıllık deneyim ve modern bilim ışığında seçildi.

Ancak unutulmamalıdır ki:
Şifa, yalnızca Allah’tandır.
Taş, bir vesiledir. Bir taşı takmak, onunla bir niyet taşımaktır.
Toprakla yeniden bağlantıya geçmektir.
Ve bu bağlantı, bedeni yavaş yavaş hatırlatır:
“Sen de doğasın. Unutma.”

“Biz, yerde olan her şeyi sizin için yarattık.”
(Bakara Sûresi, 29)

“Onda (yeryüzünde) sizin için şifalar, rızıklar ve nice faydalar var.”
(Nahl Sûresi, 5)

Taşlar hakkında ne söylesek eksik kalır. Çünkü onlar, konuşmaz.
Ama insan onları dinlemeye niyet ederse…
O vakit şifa, içten içe başlar.
Yavaş. Derin. Sessiz.
Ama hakiki.