- ADET DÜZENSİZLİKLERİ
- ALERJİLER VE BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ
- BAĞIRSAK HASTALIKLARI
- BEL VE BOYUN FITIĞI
- CİLT HASTALIKLARI
- FİBROMİYALJİ
- HAMİLELİKTE DENGE DESTEĞİ
- HORMONAL DENGESİZLİKLER
- İNSÜLİN DİRENCİ VE TİP 2 DİYABET
- KADINLARDA LİBİDO DÜŞÜKLÜĞÜ
- KALP VE DAMAR HASTALIKLARI
- KISIRLIK/DOĞURGANLIK PROBLEMLERİ
- KRONİK YORGUNLUK SENDROMU
- MENOPOZ VE PERİMENOPOZ DÖNEMİ
- MİGREN-KRONİK BAŞ AĞRISI
- OBEZİTE/METABOLİK SENDROM
- POLİSTİK OVER SENDROMU
- ROMATOİD ARTRİT
- SEDEF HASTALIĞI
- TANSİYON PROBLEMLERİ
- TİROİD
- VAJİNAL AKINTI/PH DENGESİZLİKLERİ
- VAJİNİSMUS
FİL SURESİ VE HİKAYENİ HATIRLA (HAYATIMIN EN ÖNEMLİ BLOG YAZISI)

Yıl, yaklaşık 570 — Hz Muhammed’in doğmasına 52 gün var.
Ve hikaye başlar.
Yemen’in yöneticisi Ebrehe, Hristiyan’dı ve Yemen’de büyük bir kilise inşa ettirmişti; Meşhur el-Kulleys.
Ebrehe’nin amacı, Arapların Kâbe’ye olan yönelimini sona erdirmek ve hacıların rotasını bu kiliseye çevirmekti.
Ancak Kâbe, tüm Arap halklarının kalbinde kutsal bir merkezdi.
Ebrehe, bu bağlılığı kıramayacağını anlayınca, zorbalıkla ve orduyla Kâbe’yi yıkmaya karar verdi.
Bu büyük sefer için, ordusuna Afrika’dan getirilen dev filleri de kattı.
En büyük filin adı Mahmud idi.
Mahmud bizim hikayemizin sembolik kahramanı.
Ebrehe, Mekke’ye yaklaşırken birçok kabile direniş göstermedi.
Çünkü onun ordusu güçlüydü ve filler karşısında savunma neredeyse imkânsızdı.
Mekkeliler, bu durumu duyunca endişeye kapıldılar.
Hz. Muhammed’in dedesi Abdülmuttalib, halkı dağlara çekti.
Ve Kâbe’nin sahibi olan Allah’a teslim oldular.
Abdülmuttalib şöyle dua etti:
“Ey Allahım, bu evin sahibi Sensin. Biz onu koruyamayız. Eğer Sen korumazsan, artık bu evin kıymeti de kalmaz.”
Ama tam o sırada bir şey oldu 🙂
Tam Ebrehe’nin ordusu Kâbe’ye saldırmak üzereyken, gökyüzünde ebabil kuşları belirdi.
Bu kuşlar, ağızlarında ve pençelerinde “siccilden” yapılmış taşlar taşıyordu.
Her taş, bir düşmanın tam alnına hedeflenmişti.
Ebabil kuşları, bu taşları bıraktı.
Ve bu taşlar orduyu felce uğrattı, bedenleri delik deşik etti.
Ebrehe’nin büyük fili Mahmud, Kâbe yönüne yürümeyi reddetti.
Yönü kuzeye çevrilince yürüyordu, Kâbe’ye dönünce diz çöküyordu.
Sonunda ordu yok oldu.
Ebrehe sağ döndüyse de, vücudu lime lime olarak çürüyerek öldü.
…
Ayet ayet yazmak yazabilmek istiyorum.
“Hafızayı Allah korur.”
أَلَمْ تَرَ كَيْفَ فَعَلَ رَبُّكَ بِأَصْحَـٰبِ ٱلْفِيلِ
Elem tera kayfa fa‘ala rabbuke bi ashâbi’l-fîl
“Rabbin fil sahiplerine nasıl muamele ettiğini görmedin mi?”
Bu ayet Ebrehe’nin filleriyle Kâbe’ye yürümesini anlatmıyor farkında mısınız? Ayeti yeniden okuyun. Ayet; hakikati unutturmak isteyenlerin ezoterik işgaline işaret etmiyor mu?
Fil, burada hafızayı taşıyan kutsal varlık.
Kutsal mekân (Kâbe), bir yapı olmasının beraberinde, insanlığın ilahi hafızasından yapılan bir merkez.
Ve bu hafızayı yok etmek isteyenlere karşı, Allah’ın, güzel sevgilimin doğrudan koruyucu müdahalesi yok mudur?
أَلَمْ يَجْعَلْ كَيْدَهُمْ فِى تَضْلِيلٍ
Elem yec‘al kaydehum fî tazlîl
“Onların düzenlerini boşa çıkarmadı mı?”
Burada geçen ‘keyd’ kelimesi tuzak kurmak olarak yazılmış. Nasıl da Rabbim tuzak kuranların en hayırlısı ama <3
Burada kayd kelimesi zihinsel plan, sembolik saldırı, ezoterik manipülasyon anlamında.
Tarihte her dönemde, kutsal olanı, hakikati, kadim bilgiyi yok etmek isteyenler, önce hafızaya saldırmışlardır.
Ve bu ayet, o saldırıların boşa çıkarıldığını ilan eder.
وَأَرْسَلَ عَلَيْهِمْ طَيْرًا أَبَابِيلَ
Ve ersela aleyhim tayran ebâbîl
“Üzerlerine ebabil kuşlarını gönderdi.”
Bu kuşlar fiziksel olarak gökten inmiş olabilir bilemiyorum. Mutlaka bir insan algısının anlayabileceği bir gösteri olmuştur. Ama ezoterik gelenekte ebabil, “saf enerji parçacıkları”dır.
Işık frekansları gibi, hızlı, çok yönlü ve hedefe kilitli.
İlahi bilgi taşıyıcılarının korunması için semavi güçlerin devreye girmesidir bu.
Bir başka ifadeyle:
“Allah, hafıza taşıyıcılarını savunur. Çünkü onların düşmesi, hakikatin unutulmasıdır.”
تَرْمِيهِم بِحِجَارَةٍۢ مِّن سِجِّيلٍۢ
Termîhim bi hijâratin min siccîl“Onlara taşlar attılar; siccilden, mühürlenmiş taşlardan.”
İşte burası en derin yeridir surenin. Kalbim yerinden çıkacak.
Siccil:
– Arapça’da korunmuş ilahi yazı,
– Süryanice’de kayıtlı kâtip defteri,
– ve Kur’an bağlamında semavi kararın yeryüzüne indirilmiş halidir.Bu taşlar; bilgisel, kozmik hafıza taşıyan varlıklar gibidir. Tıpkı bizim yolculuğumuzdaki taşlar gibi.
Bu ayetteki taş, Allah’ın hatırasını koruyan zihinsel kristal sandıktır. Kasadır.
Ve düşman bu taşla vurulur.
Çünkü unutturma arzusu, hatırlamayla alt edilir.فَجَعَلَهُمْ كَعَصْفٍۢ مَّأْكُولٍۭ
Fe ce’alehum ke’asfin me’kûl“Onları, yenmiş ekin yaprağı gibi paramparça etti.”
Bu ayet bilinç düzeyinde çöküşü anlatır.
Kendini ezeli belleğe saldıran kişi,kendi aklını ve varlığını da çürütür.
Allah, hafızayı koruyarak zihni çökertenleri gösterir bu ayette.O yüzden söyletti bize;
Hikayeni Hatırla
O yüzden ilk emir OKU
…..
Bugünün tarihini yazın kenara.
20.7.2025
Taşların hafızası bir üst kademeye geçmediyse benim de adım Safir Saba değil.
Okuduğunuz için teşekkür ederim.
Senin 7. yılın
Bugün Rusya’da 7.4 deprem olmasına hiç şaşırmadım
Rusya 7
Tanımsız 7 belki artık tanımsız değildir 🌹