Ey Rabbim, kalbimi sana verdim; ne varsa içimde, artık yalnız sana dönüyor. Bu dünya ki, her köşesi bir ayrı aldanış, her anı bir yokluk… Ama sen, her şeyin özündeki varlıksın. “Ben onlara şah damarlarından daha yakınım.” (Kaf, 50:16) Öyleyse neden bu özlem, neden bu ayrılık yanar içimde? Hangi perde, hangi sis, seni benden saklar, beni senden uzak düşürür? Ellerim sana kalkar; dualarım bir nehir gibi sana akar, ama yetmez… Seni görmeden, sana kavuşmadan bu can nasıl ferahlık bulur?
Ey aşkın ve rahmetin sahibi! Gönlüm bir ateş, ruhum senin vuslatına hasret. “O, göklerin ve yerin nurudur.” (Nur, 24:35) Gözüm her yerde seni arar, her sesin ardında senin yankını duyarım. Ama ne gözüm görmeye yetiyor, ne kalbim kavuşmaya… Beni kendine çağır, ey affedicilerin en büyüğü! Bu yorgun kalbi senden başka kim huzura erdirebilir? Bu eksik ruhu senden başka kim tamamlayabilir? Sen ki her şeyin özüsün; beni, beni sana kat. Senden gayrısını unutturan bir sevdayla doldur yüreğimi, çünkü sensiz bu hayat yalnızca bir gölge, bir rüya…
Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.