Süleyman, bilgeliğin sonsuz denizlerinde bir inciydi; Belkıs ise o denize düşen yıldızın yansıması… Onlar, kaderin yazgısında birleşemeyen iki boyutun aşıklarıydı. Süleyman’ın nefesiyle dağlar dile gelir, rüzgarlar onun çağrısını taşırdı. Belkıs ise bir kapının ardında, görünmeyen bir eşikten ona seslenirdi. Kavuşmaları, iki âlemi birbirine karıştıracak bir sır, ayrılıkları ise kainatın göğsünde asılı bir feryattı.
Eliat’ın taşında, Süleyman’ın hasretle yanan duaları gizlidir. Mavi Topaz’da, Belkıs’ın uzak boyutlardan yankılanan sessiz fısıltısı. Bu bileklik, ayrılıkların ızdırabını ve kavuşamayanların özlemini taşır. Tak onu ve bil ki her aşk, boyutların ötesinde bir sırdır. Süleyman’ın Belkıs’a uzanışı gibi, her sevda kendi göğünde yıldızlar açar; her ayrılık, ruhun derinliklerinde sonsuz bir kapı bırakır. Aşk, görünmeyenle görüleni birleştiren ilahi bir nefestir. Ve bu bileklik, o nefesi yüreğinde taşır.
Aşk boyutların ötesinde yankılanır
Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.