YEMEN AKİK SİYAH OBSİDYEN KOLYE

“Karanlık sabit kalmazsa, ışık hakiki olur.”

Yemen Akik ile Siyah Obsidiyen, hakikatin iki taşıdır. Biri ateşle damgalı, diğeri lavla yontulmuş. Yemen Akik, kızıl toprağın kanla yazdığı bir niyet taşıdır. Eski sahra keşişleri, bu taşı dillerinin altına koyup dua eder, dile gelmeyen sözleri onun taşıdığına inanırlardı. Her bir katmanı, bastırılmış bir söz, verilmemiş bir rıza, korunmuş bir ilkedir.

Obsidiyen ise şu tanımla bilinir: “Aynaya bakmayan ruh için karanlığın heykeli.” Volkanın çekirdeğinden ani çıkmış, dünyanın alt belleğinden bir parçadır. Simyacılar bu taşın “gölgeleri dondurduğunu” yazar. Kör bakışla bakılmaz, zira bakana kendi unuttuklarını hatırlatır.

Bu kolye, iki ışık-dışı cevherin, korunmuş irade ile bastırılmış bilgi arasındaki bir simya törenidir. Yemen Akik, niyetin yer katındaki taşı; Obsidiyen, o niyetin gizli muhafızıdır. Biri dışa yazar, diğeri içte saklar. Biri çağrıdır, diğeri kilit.

Taşıyan, bu iki taş arasındaki ezoterik dengeyi hisseder. Kolyeyi boynuna taktığında, çığlıklı bir dua yüzeye vurur diye beklemeyin; aksine, derinleşen bir sükûnet iner. Ruhun gölgesinden geçmeden, nurun hakikati olmaz.

Yemen Akik ve Obsidiyen kolyesi, simyanın şu öğretisini bildirir:
“Gölge sabitse, ışık yalan olur. Ama gölgeye bakabilen, nurla korunur.”