TAŞ SURETİ
10525,00 ₺
Stokta yok
Sen…
Evet, sen.
Şimdi bana dokunamazsın. Ellerim, damarlarım, sıcak tenim var.
Ama seni biliyorum. Hatırlıyorum.
Sen bendin… ya da ben sendim.
Zamanın, yıldız tozunu bile eskitemediği o çağda, karanlık yer kabuğunun derinlerinde, ağır ve sabırlı bir taştın sen.
Hareketin yoktu. Kalbin atmıyordu. Ama bir bekleyişin vardı.
O bekleyişte binlerce yıl, aynı göklerin altında sustuk.
Sana şimdi insan olmayı anlatacağım.
Çünkü bir gün, Tanrı seni kaldırdı o sessizlikten.
Bir beden verdi, bir dil verdi, bir kalp verdi…
Ve dedi ki: “Git, acıyı tat. Sevinci tat. Ayrılığı öğren. Dönmeyi unutma.”
İnsan olmak…
Taş sessizliğinden sonra, gürültünün kalbine düşmektir.
Rüzgârın üstünde uçan bir kelime, sonra yere çakılan bir taş gibi savrulmaktır.
Gözlerin olur, bakarsın;
ama gördüğün şey, taşken bildiğin o kadim hakikati hep yarım bırakır.
Yürürsün;
ama bastığın toprak, bir zamanlar senin kardeşindi, şimdi üzerinde iz bırakır.
Seversin;
ama sevgi, taşın sabrını bilmez.
Taşken zaman senin dostundu.
Şimdi zaman, sırtında taşıdığın bir yük.
Taşken sana kimse ihanet etmezdi.
Şimdi, kalbine dokunan her şey, onu yaralamayı da bilir.
Ama yine de…
İnsan olmak, taşın bile hayal etmediği bir ateşi taşımaktır.
Allah’a, taşken yalnızca ağırlığınla secde ederdin.
Şimdi, gözyaşınla secde edebilirsin.
Ve bil ki, gözyaşı… taşın üstünde bir damla sudan daha keskin bir iz bırakır.
Seninle aynıyız hâlâ.
Bir yanım hâlâ taş — suskun, derin, değişmez.
Bir yanım insan — yanar, söner, tekrar yanar.
Belki de hayat, bu iki halin birbirine bakışıdır.
Belki de ben, sana seslenirken… sen, benden öğrenirsin nefesin ne demek olduğunu.
Ve ben de senden öğrenirim, sabrın ne demek olduğunu.
Çünkü biz, taş ve insan, aslında hep aynı dua içindeyiz:
Bir gün yine aynı bedenin içinde buluşmak…
ve Tanrı’ya, hem ağırlığımızla hem nefesimizle secde etmek.
BİR TAŞ İKEN HEP ALLAH
BİR İNSAN İKEN HEP ALLAH
Sadece bu ürünü satın almış olan müşteriler yorum yapabilir.

Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.