PACARINA

And Dağları’nın gövdesinden, Maçu Picchu’nun kadim dualarıyla şekillenmiş üç taşın buluşturalım mı?

Sarı pirit, hematit ve yeşim. Bu buluşma, zamanın da kavşaktaki sarsılışı canım çiçeklerim

Sıcak güneşin, çölü yaran ayazın ve gök kapılarının sözüyle dokunmuş sarı pirit; Peru halkının dilinde “Inti’nin nefesi” diye anılır. Inti, Güneş Tanrısı, altının yeryüzündeki tezahürü; pirit ise bu tezahürün canlı kalbidir. Altın arayanlar piritin peşinden gider, ama gerçek zenginliği arayanlar onun titreşiminde erir.

Taşların arasında gezinen hematit, köklenmenin suskun çağrısıdır. Yerliler, ruhun toprağa düşümemiş parçasına hematitle ulaşır. Ateşle yoğrulmuş bu maden, yeryüzüne tutulmuş bir ayna gibidir. Kimi zaman kan, kimi zaman silinmiş bir anı gibi parlar.

Yeşim ise, Amazon’un kadın Şifacıları tarafından kutsal kabul edilirdi. “Yaşayan Taş” derlerdi ona. Sadece bedeni değil, kararları, niyetleri ve hatıraları da şifalandırırdı. Yeşim, Maçu Picchu’nun ayaz gecelerinde ateş gibi yakar, sessizce kadın dua ederdi.

Bu kolye, ilahi planın içindeki bereket çağrısıdır. Altını arayan için ışık, köklerini unutan için yer, şifasını bekleyen için ses olur. Ve her çalışışında şu sesi taşır:

“Rızık sadece gökten inmez. Rızık, hatırlandığın yere geri döndüğünde başlar.”

Sınır kapılarında unutulmuş bereket duaları, bu kolyenin dokusunda uyansın.