LÜTUF HATLARI

“Kim, göklerin ve yerin hazinelerini bilir? Ve kim bilir, hangi inci hangi ruha dokunur?”
(Kadim Fars geleneğinde bir taş ehli duasıdır bu. Ben Sahra’da duymuştum ilginç bir biçimde. Çok etkilenmiştim)

Bu kolyede, üç kudretli cevheri tek bir çizgide buluşturmak istedim: İnci, suyun hatırasıdır; turkuaz, göğün koruyucusu; gümüş ise aradaki bağı taşır. Dizilimi benim için yazgının hat sanatı gibidir. Her taş, gökyüzüyle yeryüzü arasında bir vav gibi kıvrılır. Kolye gibi göründüğüne bakmayın,dizilim kadim bir Hu zikridir.

İnci: Sükûnetin Hafızası
İnciler, bu kolyede boyut boyut dizilmiştir: Küçükleri narin duasını fısıldarken, büyükleri denizin suskun ilmini taşır. Bu inciler Japonya’nın Mikimoto adasında değil, Güney Çin Denizi’nin iç sularında yetişmiş — kıyıya en uzak, insana en uzak olan o derin hatırlamalardan doğmuştur. Her biri ay ışığında değil, içsel bir gece uykusunda büyümüş gibidir.Tezatlar panzehirdir.
Ve taş bilir: Saf olan, gösterişli değil, içe işleyen olur.

Turkuaz: Göğün Eli
Turkuaz, tanrılarla insanların arasına çizilen en eski hatlardan biridir. Orta Asya’nın dağ tapınaklarında, Pers krallarının mühimmatında, Tibet rahiplerinin sessizliğinde hep aynı şeyi taşır: Göğün müdahalesi.
Bu kolyede yer alan turkuaz taşlar göğün “hayır” dediği her şeye karşı bir “koru” duasıdır.
Ve her biri, inciyle yan yana geldiğinde, taşlar arasında semavi adalet kurulur.

Gümüş: Geçit ve İlahi Hat
İki cevheri birleştiren her gümüş geçiş, sırattır. Kuran’da cennet halkı gümüşle çevrilmiş ırmaklardan içer. Tevrat’ta gümüş, İsrailoğulları’nın kefareti olarak anlatılır.
Bu kolyede, gümüş halkalarla ayrılmış her inci ve turkuaz, birbirinin dilini bilen, sırdaş taşlardır.

İlahi Kadınlar İçin 🙂
Hikayeni Hatırla demek istiyorum yine sana.
Görünmez sözleşmeni boynuna yerleştirmeye geldim…

KOLYE TEKTİR.