LAPİS LAZULİ KÜRE-ÖZEL STANDLI

Küre, ezelî sırların en saf işaretlerinden biridir. Başlangıç ve sonun aynı noktada buluştuğu daire, insanın kendi özüne dönmesini, varlığın kaynağına akmasını anlatır. Tasavvufta küre, nefesin zikre dönerek devrini tamamlaması, kulun Rabb’ine kavuşan yolculuğunu anlatır. Elini küreye uzatan, kendi içinde sonsuz bir devrin başladığını hisseder.

Bu yüzdendir çağlar boyunca küreye bakıp devranı okuma kabiliyeti olan şifacıların cadıların şifa aracısı olması.

Lapis Lazuli, göğün derinliğini taş üzerinde saklayan en eski şahitlerden biridir.Lapis ile ilgili pek çok ezoterik bilgi vardır ama beni en etkileyeni Meryem Anne’nin mavi pelerininin lapis lazuli pigmenti ile yapılıyor olması. Aksini asla takmazmış biliyor musunuz… Göksel bağlantıdır lapis.

Mezopotamya tabletlerinde krallar bu taşa göklerin emaneti derdi. Mısır’ın rahipleri, içindeki altın parıltıları yıldızların yeryüzüne düşmüş izleri olarak kabul ederdi. Onun laciverti, semanın sonsuz genişliğini hatırlatır. Kur’an’da geçen “Sema’yı bina ettik, onu genişleten Biz’iz” hitabı, bu taşın damarlarında yankılanır.

Küre formuna getirildiğinde Lapis Lazuli artık göğün nefes alanı olur. Enerji tek bir noktadan çıkıp daire boyunca devreder; (zikr halkası gibi düşünün) taşın frekansı zihne açıklık, kalbe feraset, ruha teslimiyet taşır. Küre, kenarsız bir hakikatin timsalidir.

Tasavvuf yolunda hakikatin adı El-Hak’tır. Lapis Lazuli küresi bu ismi mavi kubbeyle birleştirir; insanın kalbine hem göğün derinliğini hem de hakikatin ağırlığını indirir. Her nefeste küre, zikrin devrini hatırlatır. Her ışık yansımasında- ki altın damarları görürsünüz-taş, göğün sonsuzluğunu insanın zühresine taşır.

TAMAMEN KOLEKSİYON BİR MİNERAL.