HAM ELMAS ALTIN KOLYE

Ham elmas, Süleyman’ın dağlara hükmettiği çağdan beri bilinir. Talmud metinlerinde, Tapınak’ın kutsal duvarlarına yerleştirilen cevherler arasında yer aldığı söylenir. Onun keskinliği değil, özündeki söz dokunur insana.

Altın zincir, zamanın kendisiyle dövülmüş bir kader bağı gibidir. Altın, Kur’an’da cennet tasvirlerinde geçen süs değil yalnızca; kıymetin ve sınanmanın simgesidir:
“Zînet olarak altınlar ve incilerle süslenirler; orada ipek elbiseler giyerler.” (Fatır, 33)

Bu kolye, taşıyanın bozulmamış özünü yâd eder. Elmas henüz kesilmeden, altın tam biçimlenmeden önce, bir kadın bu kolyeyi boynuna taktığında, geçmiş yaşamlarından gelen tüm acıların da henüz tamamlanmadığını hisseder. Ve işte o an, bu taşlar onunla birlikte tamamlanmaya başlar.

Ne tam parıltı, ne mutlak matlık — bu kolye, tekâmül yolundaki kadının hikâyesidir.