DEMETER’İN YEMİNİ

Efsaneler der ki, toprak ilk nefesini aldığında, onun kalbi zümrüdün yeşiliyle attı. Bu yeşil, gökyüzüyle yerin yaptığı kadim anlaşmanın rengi oldu. Işık ise pırlantada imzalandı; göğün ateşi, taşın keskin yüzlerinde ebediyen saklandı.

Demeter, mevsimlerin anası, bereketin hükümdarı, toprağa hükmeden elini zümrütle donatırdı. Söylenir ki bileklik, tanrıçanın Pers dağlarında, yıldızların yere en yakın olduğu bir gecede, ölümsüz kuyumculara işlettirdiği bir esermiş. Her zümrüt tanesi, toprağın bin yıllık sırlarını; her pırlanta kesimi ise güneşin bin doğuşunun aydınlığını taşırmış.

Antik yazıtlarda şöyle geçer:
“Onu takan, tohumun uyanışına tanık olur; yağmur onun ardından iner, güneş onun gölgesine secde eder.”

Zümrütler, kalbi dünyaya bağlarken; pırlantalar, zihni göğe yöneltir. Demeter’in yemini şuydu:
“Ne gök benden habersiz yağar, ne toprak benden habersiz yeşerir.”

Şimdi, bu bileklik her bileğe takıldığında, tanrıçanın kadim ahdini yeniden hatırlatsın senin ruhunda; Gücünü toprağın bereketinden, iradeni göğün ışığından al.

Zümrüt ve pırlanta…
Üzerinde kimliği var.
Mücevher arkadaşlar.

Uluslararası serifikası ile gönderilecektir.