BLUE LONDON MAVİ TOPAZ KOLYE

Blue London topaz ile geldim size bu sefer…

Biraz anlatayım 🙂

Topaz ailesinin her üyesi, yeryüzünün ateş ve basınçla şekillenen ilahi sabrının bir mineral oluşumudur. Fakat “Blue London” olarak bilinen tür, klasik mavi topazdan hem jeolojik hem de ruhsal anlamda ayrılır.

Jeolojik olarak topaz, alüminyum ve flor silikatlardan oluşur. Rengi, kristal kafesinin içine hapsolan elementlerin ışıkla kurduğu kimyasal bağdan doğar. Klasik mavi topaz, doğada genellikle açık tonlarda bulunur; bu tonlar, yüksek ısıl işlem ve ışınlama teknikleriyle daha belirgin hale getirilir piyasada. Ben bu sevmem. Doğal olması gerekir taşın.

Blue London Topaz ise bu sürecin en rafine ve yoğun örneğidir: Kristalin yapısında demir elementinin derin bağlanması, ışığın dalga boyunu değiştirerek o koyu, denizi andıran lacivert-mavi tonu yaratır. Bu ton, diğer mavi topazlardan daha düşük geçirgenlik gösterir; ışığı kırarak değil, içine çekerek yansıtır.

Bu fiziksel derinlik, taşın ruhsal manasını da şekillendirir. Mavi topaz zihni dinginleştirir, berraklaştırır; Blue London Topaz ise tefekkürün en derin katmanına çeker. Kur’an-ı Kerim’de Nur Suresi 40’ta geçen “derin deniz” tasviri gibi, yüzeyde görünen aydınlıkla yetinmez, karanlık su katmanlarında saklı hakikati taşır. Bu nedenle eski maden ustaları onu “hakikatin kuyusu” olarak anmış, Sümer rahipleri bu renge ulaşabilmiş taşları yalnızca göksel ilimlerin aktarımında kullanmıştır. (ASTROLOGLAR İÇİN BİREBİR BU TAŞ)

Blue London Topaz’ın nadirliği, yalnızca rengine değil, jeolojik olgunluğuna da bağlıdır. Yüksek yoğunluk, güçlü pleokroizm (farklı açılardan farklı renk görünümü) ve uzun jeotermal süreçler, onun milyonlarca yılda olgunlaşmasını sağlar. Klasik mavi topaz yüzeysel bir berraklık taşırken, Blue London Topaz adeta yerin derinliklerinden çıkmış sessiz bir vahiy gibidir: Gücünü parıltıdan değil, içindeki sonsuz derinlikten alır.

En iyi Blue London Topaz kaynakları Brezilya’nın Minas Gerais bölgesi, Nijerya’nın Oyo ve Nasarawa yatakları ve Sri Lanka’nın Ratnapura (“Mücevher Şehri”) olarak bilinen kutsal taş havzalarıdır. Minas Gerais’in kadim kayaçlarından çıkarılanlar, yoğun pigmentleri ve berraklığıyla kraliyet kalitesinde kabul edilir. Ratnapura taşları ise yüzyıllardır Budist rahiplerin ritüellerinde kullanılmış, suyla yıkanmış duaların taşı olarak anılmıştır. Nijerya’dan çıkan Blue London Topaz’lar, Afrika’nın kadim gök kültleriyle ilişkilendirilmiş; gökyüzü tanrılarına adanmış kurban törenlerinde, yağmur ve bereket çağrılarında taşınmıştır.

Boynuna geldiğinde, gökyüzüyle yer altının, ilimle sırrın, su ile taşın birleştiği o eşsiz noktayı taşıdığını bilincinle de farkedeceksin.