AND DAĞLARI’NIN YETİM KIZLARI
1552,00 ₺
Stokta yok
And Dağları’nın doruklarında, gökyüzü ile yeryüzünün birbirine dokunduğu o incelmiş noktada, binlerce yıl önce insanlar tanrılarına en değerli olanı sunarlardı.
O değer, maalesef çoğu zaman altın ya da tahıl değildi; Bir evlat nefesiydi.
Ve çoğunlukla da genç, daha hayatın ilkbaharını bile tamamlamamış kız çocuklarıydı.
Onlar seçilirdi.
En güzel saçlara, en duru gözlere, en dingin yüreğe sahip olmaları gerekirdi; çünkü tanrılara “kusursuz” bir armağan sunulmalıydı.
Kimi zaman altın saç telleri örülür, kimi zaman yüzleri kutsal bitkilerle boyanırdı. Cinnebarlar ile kırmızılar kuşandırılırlardı.
O küçük bedenler, soğuk dağ rüzgârının altında, bir gün önce sevdiklerinin kollarında uyumuşken, ertesi sabah taş tapınakların gölgesinde diz çökerdi.
Bir kısmı, yüksek rakımda bırakılır; orada soğuk, uyku gibi yavaşça bedenlerini teslim alırdı.
Bir kısmı, kurban taşlarının üzerinde, dualar ve ilahiler arasında tanrılara “yolcu edilirdi.”
Adları hiçbir tablete yazılmazdı.
Bedenleri toprağın katmanlarında kaybolur, taş olur, ruhları ise yarım kalmış bir şarkı gibi havada asılı kalırdı.
Yüzyıllar geçti.
Dağların kalbi, bu hikâyeleri unutmayan tek varlık olarak kaldı.
İşte Pirit, tam da bu kalbin çatlaklarından doğdu.
Peru’nun derin damarlarında, güneş gibi parlayan küp küp kristaller, sanki o kız çocuklarının gözyaşlarının mineralleşmiş haline dönüştü.
Küp yüzeyler, adaletin geometrisini; altın parıltı, hak edişin müjdesini taşıdı.
Pirit, antik çağlarda “Güneş Taşı” ve “Ateş Taşı” olarak bilindi.
Savaşçıların kalkanına güç, kâhinlerin ellerine öngörü, liderlerin sözlerine kudret veren bir cevherdi.
Ama Peru Pirit’i, yarım kalmış adaletin yeniden yazılmasını taşır.
Onun küp formu, ilahi matematiğin, evrensel düzenin ve dengelenmiş terazinin sembolüdür.
Her bir yüzü, geçmişin kapanmamış hesabını evrenin siciline işler.
Bugün, 21. yüzyılda, dünya başka bir eşiğe geldi.
Artık o kız çocuklarının sesi toprağın altında kalmıyor.
Artık onların hak ediş zamanı geldi.
Maddi bolluğun, ruhsal özgürlüğün, saygı ve onurun yeniden dağıtıldığı bir çağın kapısı aralandı.
Ve Pirit’in altın parıltısı, o kapının eşiğinde ışık tutuyor.
Peru Pirit’i, dünyanın en verimli damarlarından biri olan Huanzala Madenlerinden çıkarılır.
And Dağları’nın derinliklerinde yer alan bu maden, yüzyıllardır hem altın benzeri parlaklığı hem de güçlü enerji titreşimi ile bilinir.
Antik İnka rahipleri, Pirit’i ; güneşin yeryüzündeki yansıması ve adaletin maddi simgesi olarak görürlerdi.
Bugün Huanzala’dan çıkarılan her bir küp Pirit, hem dağların kadim hafızasını hem de zamanın adaletini boynunuza taşıyacak.
Bizim asırlar önce kaybettiğimiz maddi manevi serveti belki de bu yüzyılda bize bulduracak.
Kim bilir…
Sadece bu ürünü satın almış olan müşteriler yorum yapabilir.

Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.